Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Şikayetçi N... Ş....."in temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
 İİK’nun 134.maddesinin 2.fıkrasında; ihalenin feshini, Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin isteyebileceği belirtilmiş, ayrıca maddenin aynı fıkrasında; “...Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda ihalenin feshini isteyen N... Ş..., takipte taraf olmadığı gibi tapu kaydında da ilgili sıfatının bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda şikâyetçi, ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığından, istemin şikayetçi yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve şikayetçi yönünden işin esasına girilmemesi nedeni ile hakkında para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek ve hükmolunan para cezasından müşterek ve müteselsil sorumlu tutulmasına karar verilmesi isabetsizdir.
2- Borçlu E... Ş..."in temyiz itirazlarının incelemesinde;
Borçluya ödeme emrinin 13.09.2010 tarihinde, kıymet takdir raporunun 11.11.2010 tarihinde ve satış ilanının 21.01.2011 tarihinde cezaevinde tebliğ edildiği, Aydın E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nun 21.07.2011 tarihli yazısından, borçlunun 25.05.2010 ile 12.04.2011 tarihleri arasında farklı ilamlardan dolayı cezaevinde bulunduğu anlaşılmaktadır. İİK.nun 54. maddesi gereğince, tutuklu veya hükümlüler aleyhine yapılan icra takibine, mümessil tayini suretiyle devam edilebilir. Ancak verilen sürede mümessil tayin edilmediği takdirde icra takibi sürdürülebilir. Yasanın emredici bu kuralına uyulmadan yapılan işlemler hükümsüz olacağından borçlunun sonradan bu hususu ileri sürmesi dinlenmesine engel teşkil etmez. Bu husustaki şikayet İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süreye de tabi değildir. Bu durumda icra müdürlüğünce İİK.nun 54.maddesi gereğince işlem yapması gerekirken takibe devam edip satış işlemini gerçekleştirmesi yasal değildir. O halde mahkemece açıklanan nedenle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ :Şikayetçinin temyiz itirazının kısmen ve borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.