4. Hukuk Dairesi 2016/3106 E. , 2016/6011 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı .. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 11/03/2010 ve 10/01/2012 günlerinde verilen dilekçeler ile kurum zararının rücuen tazmininin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davaların kısmen kabulüne dair verilen 08/09/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, Medeni Kanun"un 1007. maddesine göre tapu sicilinin yanlış tutulmasından dolayı zarar görene ödenen maddi tazminatın rücu yolu ile kusurlu olan davalılardan alınması istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıların .. görevli oldukları dönemde .. , 177 parsel sayılı taşınmazın sahte imza ve belge ile satışının yapılmasına neden olduklarını, ortaya çıkan zararın MK"nın 1007. maddesi gereğince ödendiğini, davalıların kusurlu hareketleri ile zarara sebep olduklarını ileri sürerek ödenen tazminatın rucuen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar ise savunmalarında; istemin zamanaşımına uğradığını, taşınmazın maliki olarak satış yapan üçüncü kişinin malik adına çıkartılmış ve onaylı nüfus cüzdanı ile işlem yaptığını, onaylı nüfus cüzdanının üzerine kendi resmini yapıştırdığını, bu nüfus cüzdanına itibar edildiğini, görevi ihmal suçundan yargılanıp beraat ettiklerini, tapu maliki adına 1969 yılında tescil yapılırken kooperatif tahsis belgesiyle işlem yapılmış olduğunu, nüfus cüzdanı suretinin bulunmadığını, tapu tahsis belgesinde eski bir fotoğraf bulunduğunu, başvuru sahibi ile tapu tahsis belgesindeki resmi birebir örtüştürmenin mümkün olmadığını, kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece .. sayılı karar ile davalıların görevi ihmal suçundan yargılandıkları ve beraat ettikleri, ceza dosyasındaki bilirkişi raporuna göre satışta kullanılan belgelerin iğfal kabiliyetinin bulunduğu, Devletin kusursuz sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından kararın
temyizi üzerine Dairemizin .. sayılı ilamı ile “...Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. Ayrıca dava konusu olayla ilgili .. sayılı dava dosyası içerisinde bulunan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun .. sayılı ilamında satış işlemi yapılırken; satıcının kimlik belgesi suretinin işlem dosyasına alınmamış olması ve dosyadaki asıl malike ait belge ile karşılaştırılmamış olması, gerçek malikin tescil dosyasında bulunan fotoğrafı ile sahte satıcının evraka eklediği fotoğrafın çok farklı olması, tapu maliki .. ait tapudaki nüfus kayıt bilgilerine göre hane .. olmasına karşın sahte satışa konu akit tablosundaki nüfus bilgilerinde hane .. olması, malikin isminin .. olmasına ve bu ismin dosyada bulunmasına rağmen, sahte satıcının müracaat formunda isminin " .. " soy isminin " .. " yazılı olduğu hususları tespit edilerek davalıların hiçbir evrakı incelemeyerek satışın yapılmasına göz yumdukları yönünde tespit yapıldığı görülmektedir. Dosyada bulunan 27/04/1993 tarihli dilekçedeki .. imzası ile 27/09/1969 tarihli tescil talebini içeren dilekçedeki imzalar arasında farklılık bulunup bulunmadığı ile ve yukarıda değinilen .. davalılara atfedilen eylemlerinden dolayı varsa kusurlarının ve oranlarının belirlenmesi için konusunda uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmalı, bundan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalıların eşit oranda ağır kusurlu oldukları ancak Devlet dairelerindeki işlerin yoğunluğu, çalışma koşulları, personel yetersizliği de gözetilerek 6098 sayılı TBK"nın 51-52. maddeleri (818 s.lı BK"nın 43-44 md.) gereğince %50 hakkaniyet indirimi uygulanmak suretiyle zararın ödetilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda; davalılar, “ .. ” suçundan açılan kamu davasında, suçun yasal unsurlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle beraat etmişlerdir. Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporundan, zarara neden olan işlem sırasında sunulan fotoğrafın iğfal kabiliyetinin olduğu, yine müracaat formundaki isim, soy isimdeki harf ve nüfus cüzdanındaki hane no gibi detaylardaki farklılıklarının davalılarca fark edilmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece daha yüksek oranda hakkaniyet indirimi uygulanması gerekirken %50 hakkaniyet indirimi yapılması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 no"lu bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA; davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.