Abaküs Yazılım
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/223
Karar No: 2022/280
Karar Tarihi: 16.03.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/223 Esas 2022/280 Karar Sayılı İlamı

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/223 Esas
KARAR NO : 2022/280


DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; 07/09/2020 tarihinde müvekkili ......... Teknik'in faaliyet gösterdiği adreste meydana gelen hırsızlık hadisesinde hamili/lehtarı müvekkili şirket olan çeklerin çalındığını, olaya ilişkin Küçükçekmece CBS'nın .......... sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, ......... Teknik'in hamili/lehtarı olduğu çeklerle ilgili Bakırköy ........ Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ....... esas sayılı dosyasında çek iptali davası açıldığını, davaya konu çeklerle ilgili ödemeden men yasağı kararı verilip bankalara müzekkere yazıldığını, ayrıca mahkemeden tevdi mahalli tayini talep edildiği ve çek bedelinin yatırıldığını, müvekkilinin davaya konu çeki davalıya veya başka birine vermediğini, çekin son yetkili hamilinin müvekkili şirket olduğunu, müvekkilinin çeki diğer müvekkili ........... Mekanik'ten aldığını, buna ilişkin tahsilat makbuzu ve cari hesap ilişkisine dair belgeleri ibraz ettiklerini, ......... Teknik'ten sonra çek üzerinde ciro silsilesinin bozulduğunu, davalının yetkili hamil olmadığını, bu durumun ticari defter ve belgelerin incelenmesiyle görüleceğini tevzi bürosundan yapılan sorgulamada davalı tarafından değişik mahkemelerde ihtiyati haciz kararları alındığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kötü niyetin göstergesi olduğunu, müvekkilinden hırsızlık yoluyla alınan ve aynı cirantadan ciro yoluyla devralınan çeklerin 7 tanesinin davalı uhdesinde bulunmasının davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun ibaresi olduğunu belirterek davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve TTK 792.maddesi gereği müvekkili ......... Teknik'in yetkili son hamili olduğu çekin müvekkili şirkete iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek iptali davasının takip alacaklısının takip hakkını engellemediğini, davacının dava konusu çekin çalındığı, teslim edildiği hususunu ispat edemediğini, davacının basiretsiz ve ağır kusurlu davranışıyla oluşan zarardan tek sorumlu olduğunu, müvekkilinin dava konusu çekin meşru, haklı ve iyi niyetli hamili olduğunu, çekin zayi edilmiş olmasının müvekkilinin yetkili hamil olmasına engel teşkil etmediğini, çekin kötü niyetle iktisap edildiğinin kesin delillerle ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, rıza hilafına elden çıktığı iddia olunan çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, Davacı tarafça bildirilen Bakırköy CBS'nın ...... İstanbul CBS'nın ...... soruşturma sayılı dosyaları celbedilmiş, Bakırköy CBS'nın dosyalarının ........ soruşturma sayılı dosyasında birleştiği, dosyaların müştekisinin ......... Teknik, şüphelilerinin ........ Tekstil, .......... olduğu, .......... Bankası'nın 29.687,06 TL bedelli çeki hakkında resmi belgede sahtecilik iddiasıyla ilgili olduğu, celbedilen Küçükçekmece CBS'nın .......... soruşturma sayılı dosyasının müştekilerinin ......... Teknik, ...... olduğu, hırsızlık özel belgede sahtecilik iddiasıyla yapılan suç duyurusuna ilişkin olduğu, İstanbul CBS'nın .......... soruşturma sayılı dosyasında müştekinin ......... Teknik ve ....... olduğu, şüphelilerin ......... İplik yetkilisi ile ......... Tekstil yetkilisi hakkında genel bir suç duyurusuna ilişkin olduğu, dava konusu çekin soruşturma dosyalarında yer almadığı anlaşılmış ve davacı tarafça davadan sonra davalı tarafından davaya konu çekle ilgili başlatıldığı belirtilen İzmir ........ İcra Müdürlüğü'nün .......... sayılı dosyası celbedilmiş, konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi 20/01/2022 tarihli raporunda; davalı ile dava dışı ......... Tekstil Nakliye Toptan Gıda İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi arasında 2019 yılından süre gelen 2020 yılında da devam eden ticari ilişkinin bulunduğunu, fatura bedeline istinaden çek girişlerinin yapıldığını, çekin her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu, davacı ......... ile dava dışı ......... Tekstil ve davalı ......... arasında ticari ilişkinin bulunmadığını bildirmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ....... esas, ........ karar ve ....... esas, .......karar sayılı ilamlarında, "İmzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre, senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, TTK.nun 589. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Senetteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Senedin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. (Bu açıklamalar için bkz, Prof.Dr. Reha Poray/Prof. Dr. Ünal Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17. Baskı, İstanbul 2006, Sayfa 141-142; Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku 2.Bası, Ankara 1997, Sayfa 414 vd; Prof. Dr. Hüseyin Ülgen /Doç. Dr. Mehmet Helvacı /Doç. Dr. Abuzer Kendigelen/Doç. Dr. Arslan Kaya; Kıymetli Evrak Hukuku Ders Kitabı, İstanbul 2004, Sayfa 126 vd; Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu Kıymetli Evrak Hukuku, 5.Baskı, Ankara 1999, Sayfa 122 vd;Gönen Eriş; Türk Ticaret Kanunu İkinci Cilt-Kıymetli Evrak ve Taşıma Ankara 1988 sh. 174 vd- sh.286-Yargıtay 11.HD.3.11.1987 tarih, 347/5865 Esas ve Karar sayılı kararı; Prof.Dr. Oğuz İmregün; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1998, sh.58 vd; İsmail Doğanay; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, İkinci Cilt, Üçüncü Baskı Ankara 1990 sh.1611 vd.).
TTK 778 (eTTK’nun 690).maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanunun 686/1 (eTTK 598/1).maddesi uyarınca; “Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır.” Zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır.
Hamilin ciro yoluyla senedi devraldıktan sonra cirantasını takip etme gibi yasal bir zorunluluğu bulunmamaktadır. TTK’da yer alan ve kambiyo hukukuna ilişkin ilkeleri belirleyen kuralların kişiden kişiye değişebilen “hayatın olağan akışı” şeklindeki subjektif bir takım değerlendirmelerle ortadan kaldırılması doğru görülemez. Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali (bağımsızlığı) ilkesi ile ilgili olarak Dairemiz uygulaması istikrar kazanmıştır (Yargıtay 19.HD.’nin 17.02.2011 tarih, 2010/7937 E, 2011/2072 K; 31.03.2011 tarih 2010/8614 E, 2011/4185 K; 18.04.2011 tarih 2011/3624 E, 2011/5149 K; 13.05.2010 tarih 2009/7134 E, 2010/6030 K; 14.10.2010 tarih, 2010/4431 E, 2010/11296 K; 21.03.2012 tarih 2011/13865 E, 2012/4619 K. sayılı kararları).
Öncelikle uyuşmazlığa ilişkin hukuki kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır: Karine, sözlük anlamı bakımından karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına ve çözümlenmesine yarayan durum, ipucu, belirtidir. En genel anlamıyla karine, bilinen bir olgudan bilinmeyen bir olgunun çıkarımıdır. Dolayısıyla karine, bilinen bir olaydan, bilinmeyen diğer bir olayın veya hukuki durumun varlığı veya yokluğu sonucunun çıkarılmasına olanak vermektedir. Genel olarak karineleri, fiili ve kanuni olmak üzere, iki grupta toplanmaktadır. Bu bağlamda, fiili karineler, bir hukuk kuralı ile bağlı olmaksızın, hakimin insanlar ve yaşam konusunda ortaya çıkan tecrübe kurallarından yararlanarak belli olmayan olaylar hakkında sonuç çıkarmasına yaramaktadır. Bu yönüyle, fiili karineler, hakimin kanaat edinmesine yardımcı olmaktadır. Görüldüğü üzere, fiili karinelerin temelinde tecrübe kuralları (yaşam deneyi kuralları) yatmaktadır. (Bilge Umar-Ejder Yılmaz:İsbat Yükü, Büyükçekmece 1980, Sahife:165 vd.; Ahmet, Başözen:Medeni Usul Hukukunda İlk Görünüş İspatı, Ankara 2010, Sahife:63 vd.; Gökçen, Topuz:Medeni Usul Hukukunda Karinelerle İspat, Ankara 2012, Sahife:50, 56, 121 vd.; Ayrıca bakınız.Yavuz, Alongoya:Senede Karşı Senetle İspat Kuralı ve “Hayatın Olağan Akışı” Kavramı, Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu İçin Armağan, Ankara 2004, Sahife:528, dipnot 32; Baki, Kuru:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:II, Ankara 2001, Sahife:2006 vd.).
Nitekim, Yargıtay da kararlarında tecrübe (yaşam deneyi) kurallarına dayanmakta ve bu konuda genellikle “hayatın olağan akışı” kavramını kullanmaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 21.04.982 gün ve E:4/1528, K:412; 17.12.2003 gün ve E:2003/13-787, K:2003/774; 6.6.2007 gün ve E:2007/2-331, K:2007/332; 08.12.2010 gün ve E:2010/19-590, K:2010/640; 12.09.2012 gün ve E:2012/8-365, K:2012/561; 28.03.2014 gün ve E:2013/21-2219, K:2014/411 sayılı kararları).
Delillerin gösterilmesi ve bunun hakim tarafından ispat vasıtası olarak kabulünden sonraki aşamada delillerin değerlendirilmesi gündeme gelmektedir. Kural olarak (kanunda gösterilen istisnalar dışında), hakim delilleri serbestçe değerlendirecektir.
Bu kapsamda, delillerin takdiri, hakimin vicdani kanaatinin esas olduğu bir aşamayı ifade etmektedir (Haluk, Konuralp:Medeni Usul Hukukunda İspat Kurallarının Zorlanan Sınırları, Ankara 1999, Sahife:46 vd.).
Öte yandan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)'nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK. 690, 730).
TTK 778 (eTTK.nun 690.) maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın (eTTK 599.) 687. maddesi; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan delilleri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil poliçeyi iktisab ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, poliçede şahsi defiyi düzenleyen yukarıdaki madde metninde kural olarak, şahsi defilerin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği belirtilmiş; bu kuralın tek istisnası ise, hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması yani kötüniyetle senedi iktisap etmesi gösterilmiştir. Madde hükmüyle, kanun koyucu kambiyo senetlerine özgü katı kurallar karşısında, bir kapı aralayarak, kötüniyetin ispatına olanak tanımış ve bu konuda bir sınır da koymamıştır.
Yine, TTK 790 (eTTK.nun 702.) maddesinde, kendi hakkının varlığı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılan ve cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son cironun beyaz ciro olması halinde dahi, yetkili hamil sayılacağı; TTK 792. (eTTK 704.) maddesi ise, iyiniyetli çek hamilinin korunacağı hükmünü taşımaktadır.
Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, -örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi- senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, TTK.nun 686/2 (eTTK 598/2). maddesindeki “poliçe hamilin elinden herhangi bir surette çıkmış bulunursa...” ibaresi, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamil korunur. (Poroy-Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Genişletilmiş 15. baskı, s. 154 vd.).
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya dair ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def'i ( savunma ) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, 290'. maddedeki meblağdan az bir miktara dair olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil ) ile ispat edilebilir
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki "kambiyo ilişkisi" ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu temel bilgiler kapsamında eldeki davaya bakıldığında; davacıların, davacıların dava konusu çekte keşideci( ....... Yapı Motor Sistemleri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi), lehtar(........... Mekanik Sistemleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi), ciranta(......... Teknik Market Sanayi Ticaret Anonim Şirketi) olarak yer aldığı ve davacı ciranta ......... Teknik'in uhdesindeyken davaya konu çekin çalındığı iddiasıyla açılan davada, keşideci, lehtar ve ciranta imzası inkar edilmemiş olup, her imzanın kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağladığı, çekte ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı, bu haliyle davacıların ancak davalının kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiği veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran hamilin edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır.
Her ne kadar ticari defter ve belgelerin incelenmesi ve rapor alınması davanın seyri açısından önem taşımamakta, ticari kayıtların davayı aydınlatma işlevi bulunmamakta ise de, davalı ve dava dışı ......... şirketlerinin faal şirketler olup olmadığı ve kötü niyetle ağır kusurlu bulunup bulunmadığı hususunda davacıların defter incelemesi talebi yerinde görülmüş ve yaptırılan bilirkişi incelemesinde; dava dışı ciranta ile davalı arasında faturaya dayalı ticari ilişkinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Benzer mahiyetteki dosyalarda, İstanbul BAM ,........ Hukuk Dairesi'nin ....... esas sayılı kararında, ceza soruşturmalarının bu tür dosyalarda bekletici mesele yapılmasını içtihat etmiş ise de, davacılara ceza soruşturmalarını bildirmek üzere süre verildiği ve verilen süre içerisinde bildirilen ceza soruşturmaları celbedilmiş olup, yukarıda da açıklandığı üzere davaya konu çekin belirtilen soruşturma dosyalarında yer almadığı görülmüştür.
Davacılar, davalı hakkında benzer mahiyette iddialarla davalar açıldığını belirtmiş ise de, bu hususta sonuçlanmış ve devam etmekte olan herhangi bir soruşturma ya da ceza davası olduğuna ilişkin delil ibraz edilmemiştir.
Sonuç olarak çalıntı olduğu iddia olunan çekle ilgili olarak davacılar imza inkarında bulunmamış ve çek üzerindeki ciro silsilesi de kopuk olmadığından hamil konumundaki davalı/takip alacaklısının bu durumu bildiği veya bilmesi gerektiğini, bile bile borçlu aleyhine işlem yaptığını ispat külfeti mevcut karinenin aksini iddia eden davacı yanda olup, davalının kötü niyetli olduğu da ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında davacının talebi üzerine İİK 72/2.maddesi tedbir kararı verilmiş olup, davalı tarafça dava tarihinden sonra açıldığı bildirilen İzmir ...... İcra Dairesi'ne mahkememizin ...... esas sayılı dosyasının 11/03/2021 tarihli tensip zaptının 7 no'lu ara kararı ile; davaya konu ...... Bankası ....... Şubesine ait, keşidecisi ........ Motor Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. olan, 10.03.2021 keşide tarihli, ....... seri numaralı, 60.000,00 TL bedelli çek yönününden İİK'nun 72/2. maddesi gereği mahkememiz dosyasının tarafları ile sınırlı olmak üzere tedbir kararı verilmiş olduğu bildirilmiş, İzmir ......... İcra Dairesi'nin 30/03/2021 tarihli kararı ile borçlu şirketler yönünden tedbir kararına istinaden takibin durdurulmasına karar verildiğini bildirmiş, mezkur sebeple tedbir kararı uygulanmış olup, yasal şartlar oluştuğundan davalının talebi de dikkate alınarak İİK 72/4 maddesi gereğince tazminata karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
İİK 72/4.maddesi gereğince hesaplanan 12.000,00 TL tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan ‭1.024,65‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 943,95‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 8.600,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK'nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip .......



Hakim ........







Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi