Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5370
Karar No: 2017/1961
Karar Tarihi: 10.04.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5370 Esas 2017/1961 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/5370 E.  ,  2017/1961 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/03/2016 tarih ve 2014/1614-2016/281 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkili ile davalı Şirket arasında tıp merkezi ruhsatı alınması için gizli adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, mevzuat gereğince tıp merkezi ruhsatı için tüm ortakların doktor olma şartı bulunduğundan bu ruhsatın müvekkili adına alınamadığını, bu yüzden davalı Şirket ile gizli adi ortaklık kurularak müvekkilinin ticari işletmesinde bulunan cihaz için kira akdi düzenlenerek tıp merkezi ruhsatının cihazı da kapsar biçimde davalı adına çıkartıldığını, bu kapsamda kurulan gizli ortaklık ilişkisi nedeniyle ödenecek ortaklık payının kira parası adı altında ödenmesinin kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki ilişkinin bir süre bu şekilde devam ettikten sonra davalının müvekkilinin bilgisi ve rızasını almaksızın ruhsatı dava dışı şirkete devrettiğinin öğrenildiğini, devir bedelinin yarısının müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek ortaklığın feshi ve tasfiyesine, dava konusu ruhsatın 1/2 oranında mülkiyet hakkının müvekkiline ait olduğunun tespitine, ruhsatının satışından elde edilen gelirin müvekkili payına düşen kısmının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.00 TL’
    nin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacı ile aralarında ne açık ne de gizli bir ortaklık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında gizli adi ortaklık sözleşmesi olduğunun iddia edildiği, gizli ortaklığın davacının kendine ait işletmesi ile doğrudan bağlantısının bulunmadığı, bu nedenle ticaret mahkemesinin de bu davada görevli olamayacağı, kaldı ki davanın adi ortaklığın tasfiyesi niteliğinde olduğu ve TBK’nın 620. maddesinden kaynaklandığı için ticaret mahkemesinin mutlak olarak görev alanı içine de girmediği, bu durumda davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevi kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa, 6102 sayılı TTK"nın 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiş, 4. maddesinde de ticari dava ve işler sayılmıştır. Aynı Yasa"nın 5. maddesinde ise bir yerde asliye ticaret mahkemesinin bulunması halinde, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağına değinilmiş, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, ihtilaf halinde göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Dosya kapsamından, taraflarca oluşturulduğu iddia edilen ve tasfiyesi istenen adi ortaklığın tacir olan tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, tacir olan tarafların ticari işletmeleriyle ilgili adi ortaklığın tasfiyesinde görevli olduğu hususu gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi