15. Ceza Dairesi 2018/1860 E. , 2019/6540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ..."nın eşi tanık ..."ya kullanması amacıyla araç almaya karar verdiği, bu hususta araştırma yaparken yanında çalışan tanık ..."ın kendilerinden mal almak için talepte bulunan sanık ... isimli şahısta Mercedes marka aracın olduğunu kendisine bildirdiği, bunun üzerine katılan ... tanık ... ve diğer tanık ... olduğu halde olay günü İzmir ilinden Salihli ilçesine geldikleri, sanık ... ve tanık ... ile Salihli"de bulunan ... köfte isimli işyerinde buluştukları, burada katılanın ... 65.000 TL para ödediği ve sonrasında galericiler sitesinde bulunan ... plakalı söz konusu araca baktıkları, buradan Salihli İş Bankası"na geldikleri, sanık ..."nın babasına ait söz konusu araca ilişkin "araç kredisini" katılanın EFT yoluyla alıp sanığa verdiği 85.015 TL ile kapattıkları ve daha sonra trafik şubesine giderek araç üzerinde bulunan rehni kaldırdıkları, trafikten sonra da .... Noteri"ne gittikleri, burada sanığın babasının gelmediğini görünce ,katılanın sanığa babasının nerede olduğunu sorduğu,sanığın ben bir bakayım diyerek noterden ayrıldığı ve bir daha gelmediği, telefonla aradığında da numarasının kapalı olduğunun iddia edildiği olayda, tanıklar ..., ..., ..., ..."nın beyanları ile bunlarla uyumlu ve katılan beyanları nazara alındığında sanığın baştan beri araç satışını düşünmediği halde hileli hareketler ile katılanı aldattığı ve lehine haksız menfaat temin ettiği, sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/06/2013 tarih ve 2012/15-1351-2013/328 E-K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, “sanığın eylemi neticesinde elde edilen menfaat miktarı da dikkate alındığında; mahkemece dayanılan, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı ağırlığı gerekçelerine göre, temel cezasının tayininde 5237 sayılı TCK"nın 3. ve 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler ve suça konu değer esas alınarak takdirin kullanılmasıyla alt ve üst sınırlar arasında makul bir belirleme yapılması gerekirken, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak sanık hakkında, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezasını gerektiren dolandırıcılık suçundan, temel hapis cezası 5 yıl olarak belirlenerek alt sınırdan çok fazla uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması,
b) Sanığın yargılama aşamasında alınan beyanında, katılanın avukatı ile yargılama aşamasında görüşülerek zararın karşılandığını ve katılanın avukatı tarafından şikayetten vazgeçildiğini savunması, dosya içerisinde sanık müdafii tarafından imzalanmış ihtiyari tebdir kararının kaldırılmasına itiraz haklarından vazgeçtiklerine ilişkin yazı bulunması ve katılanın söz konusu ödemeyi yapıldığı takdirde alacağına karşılık müdafiine temlik ettiğini belirtmesi karşısında, sanık müdafine zararın karşılanıp karşılanmadığı hususu sorularak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 29/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.