10. Hukuk Dairesi 2019/4849 E. , 2019/9638 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum; 09.01.2007 tarihli iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının tahsilini talep etmiş, mahkeme davayı kısmen kabul ederek, rücuan tazminata konu 20.835,53 TL iş göremezlik ödemesi, 1.308,00 TL tedavi giderleri ve 418,16 TL ilaç yardımı olmak üzere toplam 22.601,69 TL tazminatın sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden alınarak davacı kuruma verilmesine, fazla telebin reddine, karar vermiştir.
506 sayılı Kanunun 26. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile davalının Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenlepr, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilen ikinci hüküm dairemizin, 22.12.2016 günlü, 2016/16973 Esas ve 2016/15301 Karar sayılı ilamı ile, davalı belediyenin ödeme iddiasının varlığı araştırılmalı gerekçesiyle bozulmuş olup bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde yazılı şekilde karar verilmiş ise de, dosya kapsamında olaya uygun kusur raporu alınmadığı ve bozma gerekçesi yapılmadığı için kazanılmış hak kapsamında değerlendirildiği anlaşılmış ise de, Mahkemenin bu yaklaşımı hatalıdır.
Şöyle ki, davalının ödeme iddiası karşısında, mevcut iddianın araştırılması neticesinde ödemenin mevcut olması halinde davanın konusuz kalmasını sağlayacak bir usül işlemi olacağı belirgin olup mahkemece yapılan araştırma neticesinde, ödemenin bulunmadığının anlaşılması karşısında Mahkemece, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden tarafların kusur oran ve aidiyetleri hususunda bir kusur raporu alınmalı, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09/12/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.