17. Hukuk Dairesi 2018/2183 E. , 2019/12235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araçla müvekkilinin yolcusu olduğu aracın karıştığı kazada davacının yaralandığını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı nedeni ile 1.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, 09.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 18.719,38 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamına, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat yönünden 102.772,87 TL"nin (maddi hata miktara ilişkin tavzih alttadır.) maddi tazminatın olay tarihi olan 11/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.000,00 TL"nin 11/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Somut olayda davacı vekili tarafından 18.719,38 TL maddi tazminat talep edilmiştir. Mahkemece talep aşılarak 102.772,87 TL"ye hükmedilmesi ve gerekçeli karardaki bu hatanın tavzih ile düzeltilmesi doğru görülmemiştir.
Hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK"nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkeme kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün taraflara yüklenmesi, taraf yükümlülüğünün artırılması ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesi (6100 sayılı HMK m. 26) gereğince, talepten fazlasına karar verilmesi ve bu maddi ve hukuksal olgulara göre, maddi tazminat miktarını gerekçeli kararda tavzihle yazılmasına ilişkin olarak yapılacak usul işlemine cevaz veren bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, davacı ve davalıların tavzih taleplerine uygun olarak yapılacak işlemin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek; davacı ve davalıların tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile talebin kabulüne karar verilip hükmün değiştirilmesi de doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-A-Kabule göre; davacı vekili bozmadan sonra 09.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 18.719,38 TL"ye yükseltmiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas- 2016/1 Karar sayılı kararı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E.- 1948/3 K. sayılı YİBK"nın değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
Somut olayda bozmadan sonra maddi tazminat için ek dava açılması gerekirken mahkemece, sunulan ıslah dilekçesi kabul edilerek karar verilmiştir. Bu durumda; mahkemece, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, bozmadan sonra ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
B-Kabule göre; kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine dikkate alınarak davacının maluliyet oranı belirlenmesi gerekirken 21.1.2015 tarihli ATK raporunda Sozyal Sigorta İşlemleri Tüzüğüne göre belirlenmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.