11. Ceza Dairesi 2016/3868 E. , 2018/8163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- "2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek ve defter ve belgeleri ibraz etmemek" suçlarını işlediği iddiası ile hakkında kamu davası açılan sanığın, savunmasında İbrahim Salmancı isimli kişinin yanına gelerek iş yeri açmak istediğini, iş yerinin kendisi adına açacağını ve maaş vereceğini söylediğini, fakat bir süre sonra kendisinin kaybolduğunu, bu kişiyi İbrahim Salmancı olarak tanıdığını ancak başka isimler de kullandığını belirtmesi karşısında; sahte fatura düzenlemek suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki "Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların ve Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, 2009 ve 2010 takvim yıllarında düzenlendiği iddia olunan faturaların asılları ya da suretlerinin dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; 2009 ve 2010 takvim yıllarına ait fatura asıl ya da örneklerinden de kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması ve incelenmesi, suça konu faturaları kullanan kişi/şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairesinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması, bu kişi/şirketler hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları
getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu faturaları kullanan kişi/şirket yetkilileri de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sanığın savunmasında belirttiği İbrahim Salmancı isimli kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin araştırılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi ve bu kişi ile sanığın imza ve yazı örnekleri alınarak suça konu faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ve bu kişiye ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu ve aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin de uygulanması gerektiği gözetilmeden hangi takvim yılından hüküm kurulduğu belirtilmeksizin sanık hakkında tek mahkumiyet hükmü kurulması,
3- Sahte fatura düzenleme suçunda 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde öngörülen cezanın üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak düzenlendiği gözetilmeksizin eksik ceza tayini,
4- Defter ve belge ibraz etmeme suçunda 03.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 sayılı yasa ile yapılan en son değişiklikle 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/a-2 maddesi gereğince temel cezanın alt sınırının 18 ay olarak düzenlendiği gözetilmeksizin, temel cezanın 6 ay hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
5- 5271 sayılı CMK"nin 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, sahte fatura düzenleme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunup bulunmadığı katılan kurumdan sorulmadan, bulunması halinde zararın giderilip giderilmediği araştırılmadan, defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu açısından ise bu suç neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı gözetilmeden sabıkası bulunmayan ve cezası ertelenen sanık hakkında zarar giderilmediğinden bahisle yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
6- Sanık hakkında uygulanan erteleme hükmünün hangi suça ilişkin olduğu belirtilmeyerek infazda tereddüte neden olacak şekilde hükümler kurulması,
7- 5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde "hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın aynen infazına" karar verilerek infazın kısıtlanması,
Yasaya aykırı olup katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, incelenen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.