17. Hukuk Dairesi 2018/5446 E. , 2019/12294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkili ..."in eşi, diğer müvekkillerinin babası ..."in 19/07/2012 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin murisinin sağlığında doktor olduğunu, ... Şubesinden sabit faizli tüketici kredisi sözleşmesi ile 25.000,00 TL"lik 60 ay vadeli ihtiyaç kredisi çektiğini, ihtiyaç kredisini alırken vefat halinde 26.250,00 TL değerinde kredili hayat sigorta sigorta poliçesi imzalatıldığını belirterek müvekkillerinin murisinin kullandığı ihtiyaç kredisinin yenilenmiş hali ile kalan 22.600,00 TL ve 60 ay vadeli ihtiyaç kredisinin hayat sigortasından karşılanması gerektiğinden mezkur ihtiyaç kredisinde müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, davalı şirketin haksız ve yasaya aykırı cayma kararı ile dava tarihine kadar yapmış oldukları 2.832,35 TL bedelin her bir taksitin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont ticari faizi ile birlikte istirdatına, tedbir kararı verilmediği taktirde ödemek zorunda kalacakları taksitlerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte istirdatına, taraflar arasında imzalanmış hayat sigortası ve lehdarı dava dışı bankadan kullanılmış ihtiyaç kredisinin ödenerek borcun kapatılmasına, kredi tutarının kapatılmasından sonra bakiye kalan tazminat bedelinin yasal mirasçıları müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkil şirket ile sigortalı arasında akdedilen 17/01/2012 başlangıç tarihli 27-70 yaş kredili hayat sigorta poliçesinin imzalandığını, bu sözleşme ile murisin daha önceden geçirmiş olduğu bir hastalığının olup olmadığının, tedavi görüp görmediği sorulup başvuru formunda da belirtilmesinin istendiğini, davacılar murisi ile imzalanan sözleşme tarihinde murisin rahatsızlığını bilip müvekkil şirketten sakladığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; 2.832,35 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,Davalı sigorta şirketinin T-1482663 başvuru numaralı ... poliçe seri numaralı, sigorta ettireni ..., bitiş tarihi 17/01/2013, lehdarı ... Şubesi olan 27-70 yaş kredili hayat sigorta poliçesinden dolayı davacılara yönelik çıkardığı muarazanın men"i ile poliçeye konu sigorta teminatından dolayı davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunun tespitine, Davacıların davalı ile aralarında borç ilişkisi doğuracak ilişkisinin bulunmaması ve sigorta ile teminat altına alınan kredi borcunun dava dışı bankaya ait olması nedeniyle, menfi tespit davası açmakta hukuki yararları bulunmadığından buna ilişkin talebin reddine,karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, tüketici kredisi kapsamında düzenlenen hayat sigorta poliçesi tazminat istemine ilişkindir. Hayat Sigorta Poliçesi Genel Şartları A-2 “Sigortanın Konusu” başlıklı maddesinde; “Sigortacı, bu sigorta ile bir kimsenin belirli bir süre içinde veya sözleşmede belirtilen şart ve haller içinde ölümü veya o kimsenin sözleşmede belirtilen belli bir süreden fazla yaşaması ihtimalini ya da her iki ihtimali beraber sigorta edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kredi sözleşmeleri kapsamında yapılan hayat sigorta poliçelerinde sigortalanan menfaat; sigortalı murisin ölümü halinde kredi borcunun bakiyesinin kapatılmasıdır.
Somut olayda; sigortalı muris ... 17/01/2011 tarihinde dava dışı ... T.A.Ş"den 25.000,00 TL tüketici kredisi çekmiş, davalı şirket ile davacıların murisi ... arasında 17/01/2011-17/01/2012 tarihleri arasında Kredili Hayat Sigorta Poliçesi imzalanmıştır. Daha sonra 17/01/2012 tarihinde poliçe yenilenmiş ve yeni poliçe 17/01/2012-17/01/2013 tarihlerini kapsar şekilde yenilenmiştir. Sigortalının vefat tarihi(19/07/2012) itibariyle geçerli olan hayat sigorta poliçesinde teminat tutarı 22.600,00 TL olarak belirlenmiştir. Dava konusu ölüm rizikosunun poliçe teminatı kapsamında olduğu dosya kapsamıyla tartışmasızdır.
Mahkemece verilen karardan sonra 07/01/2015 tarihinde davacılar tarafından dava dışı bankaya kredi borcunun tamamının ödendiği anlaşılmıştır. Davacılar tarafından dava dışı Bankaya bakiye kredi borç miktarının ödendiği ve hayat sigorta poliçesinin ölüm halinde borcun kapatılması teminatı için yapıldığı ve davanın da bu miktar üzerinden açıldığı hususları birlikte gözetildiğinde; mahkemece, davacının talebi gözetilerek sigorta poliçesindeki teminat miktarının davacı tarafa iadesine karar verilmesi gerekirken sadece ölüm tarihi ile dava tarihi arasında mirasçılar tarafından yapılan toplam 2.832,35 TL ödeme miktarının davacı tarafa iadesine karar verilmesi isabetli olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.302,96 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.