Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4259
Karar No: 2019/12299
Karar Tarihi: 23.12.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4259 Esas 2019/12299 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/4259 E.  ,  2019/12299 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalı ...’in amme borçlusu olduğunu, 6183 35.maddesine göre davalı ... hakkında takip yapıldığını, 04/02/2010 tarihinde davalı borçlunun adına kayıtlı ... Sk., 1460 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazın 1/5 hissesini diğer davalı ...’e devrettiğini belirterek bu tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; taşınmaz hissesini emlakçı aracılığıyla aldığını, hissedarlardan hiç birini tanımadığını, diğer davalıya 54.000,00 TL ödeme yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalı alıcının davalı borçlu dışında taşınmazın diğer hissedarlarından da aynı bedelle ve aynı gün diğer payları satın aldığı, satışın muvazaalı ve alacaklıdan mal kaçırma amaçlı yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa,alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haiz miktarının da gözönünde tutulması gerekir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda dava konusu taşınmazın 1/5 hissesi 04/02/2010 tarihinde 2.800,00 TL(tamamı 14.000,00 TL) bedelle davalı ...’e satılmıştır. Davalı ... taşınmazın tamamını toplam 54.000,00 TL ödeyerek aldığını belirtmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde; taşınmazın tasarruf tarihindeki değerinin toplam 262.302,00 TL(davalı 3.kişiye borçlu tarafından devredilen 1/5 hissenin değerinin; 52.460,40 TL) olduğu belirtilmiştir. Mahkemece; Davalı ..."in İş Bankasından temin edilen hesap ekstresinden 03/02/2010 tarihinde hesabından 60.000,00 TL çektiği ve 04/02/2010 tarihinde de dava konusu taşınmazın satış işleminin gerçekleştiği değerlendirilerek; bu durumda taşınmazın rayiç değeri ile tapudaki satış bedeli arasında fahiş fark bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davalı ...’in İş Bankası hesabından çektiği 60.000,00 TL’nin taşınmazın alımı için ödendiği düşünülse bile davalı borçlu ...’nun 1/5 hissesi için ödemiş olduğu bedel 12.000,00 TL olacak olup; buna tapuda gösterilen 2.800,00 TL de eklendiğinde 14.800,00 TL olacaktır. Taşınmazın bilirkişi tarafından belirtilen gerçek değeri ise yine borçlu ...’nun 1/5 hissesi yönünden 52.460,40 TL olduğundan bedel farkı gerçekleşmiş olur. Ancak; davalı 3. kişi ... taşınmazı arsa olarak satın aldığını ve aldığı tarihte taşınmaz üzerindeki binanın bulunmadığını beyan etmişse de mahkemece bu husus araştırılmamış ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değeri belirlenirken hem arsa değeri hem de üzerindeki binanın değeri toplam olarak değerlendirilmiş ve bu da bedel farkı hususunun yanlış değerlendirilmesine sebep olmuştur. Bu nedenle; mahkemece öncelikle dava konusu edilen taşınmazın tasarruf tarihinde davalı borçlu tarafından davalı 3.kişi ...’e devredilirken taşınmaz üzerindeki binanın var olup olmadığı, taşınmaz üzerindeki binanın kim tarafından ve ne zaman yapıldığı araştırılıp tespit edilerek, eğer söz konusu bina tasarruf tarihinden sonra yapılmışsa taşınmazın sadece arsa değerinin belirlenip, tespit edilecek bu değerle, taşınmazın tapudaki satış bedeli arasında fahiş fark bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bedel farkı bulunması halinde tasarrufun İİK 278/3-2 maddeye göre alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, bedel farkı olmaması halinde ise davanın şimdiki gibi reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi