Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2322
Karar No: 2019/12309
Karar Tarihi: 23.12.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2322 Esas 2019/12309 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2322 E.  ,  2019/12309 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, davalılar ... ve ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla, duruşma için tayin edilen 17.12.2019 Salı günü davacılar ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalı yaşı küçük ..."in idaresindeki aracın, davacıların oğlu/ kardeşi ..."a çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölüm olayı nedeniyle manevi zarara uğradıklarını, araç maliki davalı ..."ın işleten sıfatıyla ve yaşı küçük sürücü ..."in babası olan ..."un aile başkanı sıfatıyla zarardan sorumlu olduğunu belirterek toplam 70.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... ve ... vekili, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ... ve ... için 5.000,00"er TL. ile diğer davacılar için 2.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalılar ... ve ... vekilinin, davacılar ..., ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminatlara ilişkin temyiz talebi yönünden; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren 3.110,00 TL"ye çıkarılmıştır.
    İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar ..., ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminatlara ilişkin karar, anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı YİBK uyarınca Yargıtay"ca da karar verilebileceğinden, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz isteminin bu yönlerden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar, 28.11.2004 tarihinde meydana gelen davaya konu kazada yakınlarının ölümü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş; davalılar ... ve ... vekili, davaya cevap dilekçesinde (yasal sürede) zamanaşımı def"ini ileri sürmüştür. Mahkemece, davaya konu kazadan kaynaklanan maddi tazminat ile manevi tazminat istemini içeren davanın 14.04.2005 tarihinde (haksız fiil için öngörülen zamanaşımı süresi içinde) açıldığı; verilen görevsizlik kararını müteakip dosyanın gönderildiği Burdur Aile Mahkemesi"nin 16.03.2012 tarihli kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği; bu kararla, kesilmiş olan zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı; 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 137. maddesinde öngörülen 60 günlük ek süreden yararlanan davacı tarafça eldeki davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı kabul edilerek davalıların zamanaşımı def"inin reddine ve talep edilen manevi tazminattan davalıların sorumluluğuna karar verilmiştir.
    Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesinde, haksız fiilden doğan zararlar için 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğü halde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109/1. maddesi gereği trafik kazalarında bu zamanaşımı süresi 2 ve 10 yıl olarak düzenlenmiş; KTK"nun 109/2. maddesinde ise, haksız fiilin aynı zamanda cezayı gerektiren bir fiil olması halinde uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiştir.
    Davacıların manevi tazminat istemini de içeren davayı ilk olarak (Burdur Asliye Hukuk Mahkemesi"nde) açtıkları tarih 14.04.2005 olup, görevsizlik kararıyla dosyanın gönderildiği bu davayla ilgili olarak, Burdur Aile Mahkemesi"nin 16.03.2012 tarih- 2012/120 Esas- 2012/100 Karar sayılı ilamı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Anılan bu davayla ilgili olarak verilen açılmamış sayılma kararıyla, davanın açılması ile doğan tüm sonuçlar (zamanaşımının kesilmesi de dahil olmak üzere) ortadan kalkmıştır. Bu karar nedeniyle ve karar tarihinden (16.03.2012"den) itibaren, kesilmiş olan zamanaşımının yeniden işlemeye başlamasını sağlayacak bir yasal düzenleme bulunmadığından, bu şekildeki mahkeme kabulü yerinde değildir. Zira, davanın açılmamış sayılması kararı, ilk açılan davayla doğan tüm sonuçları ortadan kaldırdığı için, ilk davanın açılmasıyla oluşan zamanaşımının kesilmesi hali de ortadan kalkar ve zamanaşımı hiç kesilmemiş gibi işlemeye devam eder.
    Diğer yandan; dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 137. maddesindeki düzenleme "dava veya defi, vazıyed eden hâkimin salâhiyeti olmaması veya tamiri kabil ve şekle müteallik bir noksan veya vaktinden evvel ikame edilmiş olması sebebi ile reddolunmuş olup da arada müruru zaman müddeti hitam bulmuş ise alacaklı hakkını talep etmek için altmış günlük munzam bir müddetten istifade eder" şeklindedir. Bu madde kapsamında, davacı yanın 60 günlük ek süreden yararlanması ve esasen zamanaşımına uğramış olan alacağını zamanaşımı gerçekleşmemiş gibi (bu savunmaya maruz kalmadan) talep edebilmesi, ancak ilk açtığı davanın usule ilişkin belli sebeplerle reddi durumunda geçerli olacağından; ilk açtığı davasının açılmamış sayılmasına karar verilen davacının bu imkandan yararlanması mümkün değildir. Ayrıca, bu madde gereği yararlanılacak olan 60 günlük ek süre, ilk davanın madde kapsamındaki belli sebeplerle reddi kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacak ve 60 gün ile sınırlı olacaktır. Maddedeki 60 günlük ek süre içinde sonraki davanın açılabileceği kabul edilmiş olduğundan, bu 60 günlük sürenin hitamından sonra (olaya ilişkin genel zamanaşımı süresi içinde) yeni davanın açılması halinde, davalı yanın ileri sürdüğü zamanaşımı def"inin kabulü gerekecektir.
    Davacıların açtığı ilk davayla ilgili olarak, Burdur Aile Mahkemesi tarafından 16.03.2012 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği; BK"nun 137. maddesindeki 60 günlük ek sürenin sonu olan 15.05.2012 tarihinden sonraki tarihte (20.06.2012"de) eldeki davanın açıldığı dikkate alındığında, BK"nun 137. maddesi gereği davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığına ilişkin mahkeme kabulü de yerinde değildir.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davaya konu manevi tazminat istemli davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığı; davalılar ... ve ... vekilinin yasal sürede zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü dikkate alınarak davalıların zamanaşımı savunmaları üzerinde durulması ve oluşacak sonuca göre sorumluluklarının tespiti gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları ile davalılar ... ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz isteminin, mahkeme hükmünün belirtilen yönlerden kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları ile davalılar ... ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar ve davalılar ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 23/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi