
Esas No: 2017/5733
Karar No: 2017/10645
Karar Tarihi: 18.12.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/5733 Esas 2017/10645 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan ... Ltd. Şti ile ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyizin kapsam ve nedenleri dikkate alındığında maddi tazminatın belirlenmesi ile manevi tazminatın takdirine ilişkin karar isabetlidir. Ancak hüküm altına alınan tazminatlara uygulanacak faizin başlangıcında, karar ve ilam harcının hesaplanmasında, son olarak da ihbar olunan ... lehine vekalet ücreti verilmesi konularında hataya düşüldüğü görülmektedir.
3-HMK 26. (HUMK. nun 74) maddesi gereğince hakim, kural olarak iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına hüküm veremez.
Gerçekten davacı hem dava dilekçesinde hem de ıslah dilekçesinde hüküm altına alınacak tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir. Hal böyle olunca hüküm altına alınan maddi tazminata uygulanacak faizin dava tarihi olan 22/01/2008 tarihi yerine, olay tarihinden başlatılması isabetsizdir.
4-492 sayılı Harçlar Kanunu"nun, (1) sayılı tarifesinin A.III.1.a maddesinde konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68,31 oranında karar ilâm harcı alınacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda ise, mahkemece alınması gerekli karar ve ilam harcı hesaplanırken eksik hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
5-Dava kendisine ihbar olunan gerçek ve tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle davada taraf sıfatı bulunmayıp aslında ihbar olunan statüsündeki ... lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, H.M.K.’nun geçici 3. maddesi gereğince ve H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Hüküm fıkrasında maddi tazminata uygulanacak faiz başlangıcına ilişkin olarak yazılı bulunan “21/03/2006” tarihinin silinerek yerine; “dava tarihi olan 22/01/2008” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
2-Hüküm fıkrasının yargılama harçlarına ilişkin 2 numaralı bendinin tamamen silinerek yerine geçmek üzere "2-Hüküm altına alınan toplam 47.667,678 TL üzerinden binde 68,31 oranında alınması gerekli 3.256,17-TL harçtan, peşin harç 337,50-TL ve ıslah harcı 388,00-TL toplamı 725,50-TL"nin mahsubu ile bakiye 2.530,67-TL harcın davalılar ..., ..., ...Ltd. Şti ve ... Ltd. Şti."nden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
3-Hüküm fıkrasının ... lehine vekalet ücreti takdir edilen 4 numaralı bendinin tamamen silinerek hükümden çıkarılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 18/12/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.