(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2019/6585 E. , 2020/800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı vasisi, kısıtlı ..."in maluliyeti nedeniyle sigortalı babasından dolayı ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, kısıtlı ..."in maluliyeti nedeniyle sigortalı babasından ölüm aylığı tahsisine karar verilmesine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, davacı kısıtlının çalışamayacak derecede malul olduğunun ve muris babasından ötürü ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; yaşlılık aylığı almakta iken vefat eden babasından dolayı aylık talebinde bulunan kısıtlının maluliyeti nedeniyle babasına ait maaşın bağlanıp bağlanamayacağına ilişkindir.
506 sayılı Yasanın malullükle ilgili 53. maddesinde, çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirenlerin malûl sayılacağı hükme bağlanmış iken, ölüm aylığı ile ilgili 68/1-C maddesinde, çalışamayacak durumda malûl olan çocuklara ölüm aylığı bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Hal böyle olunca, söz konusu maddeye göre aylık bağlanması için aldırılacak raporda aranması gereken husus “çalışamayacak durumda malûl” olmaktır. Anılan maddelere göre hangi hallerde çocukların çalışamayacak durumda malûl sayılacakları, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasına dayanılarak çıkarılan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğündeki esaslara göre tespit olunur.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 34/b maddesinde ölen sigortalının ölüm aylığının "Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının,her birine % 25"i,oranında aylık bağlanır" hükmüne göre ölen sigortalının erkek çocuğuna eğitim hayatına devam etmesi halinde kademeli olarak 25 yaşına kadar, devam etmediği takdirde çalışma gücünü %60 oranında yitirmesi halinde ölüm aylığı bağlanır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/son maddesindeki: “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü uyarınca hüküm fıkrasının infaza elverişli ve açık olması gerekmektedir.
Hükümler davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık sona erer ve hüküm kesinleşince artık o uyuşmazlık hakkında yeni bir dava açılamaz. HMK"nun 297/son maddesi gereğince hüküm fıkrasının açık olması taraflara bahşedilen vazife ve haklar, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılmalı, hüküm infazı kabil olmalıdır. Dava açıldığı tarihteki şartlara göre karara bağlanmalı, şarta bağlı ve terditli hüküm kurulmamalı, hüküm fıkrasında asıl taleple birlikte yardımcı talepler hakkında da karar verilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece davanın kabulüne, davacı kısıtlının çalışamayacak derecede malul olduğunun ve muris babasından ötürü ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmekle birlikte hükümde ölüm aylığı başlangıç tarihi gösterilmemiştir. Bu şekilde verilen kararın yeterince açık ve anlaşılır olmadığı, infaz kabiliyetinin bulunmadığı ortada olup bu durum bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.