
Esas No: 2021/513
Karar No: 2022/168
Karar Tarihi: 08.03.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/513 Esas 2022/168 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/513 Esas
KARAR NO : 2022/168
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Tasfiye halinde ... Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi''den kaynaklı vergi borcu müvekkili tarafından davalı tarafa rücu edilmek üzere ödendiğini, iş bu şirketteki davalı tarafın ortaklı payının %90 olduğunu, bahse konu davalı hissesine tekabül eden ve hali hazırda ödenen bakiye 78.298,44 TL borcun tahsili talebi ile ... İcra Müdürlüğünün 2021/... E.(... İcra Müdürlüğü'nün 2021/... E.) Sayılı dosyasında takip yapıldığını, bunun üzerine bahse konu takipteki borca tarafınızca haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz edildiğini, ... Vegi Dairesi müdürlüğü'ne yapılan ödemelere dair makbuz suretleri dilekçe ekinde sunulduğunu, makbuzu düzenleyen vergi memuru makbuzun arkasına bahse konu ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını açıkça yazdığını, müvekkili bahse konu ödemelerin bir kısmını nakden vergi dairesinde ve 10.284,21 TL'lik kısmını ise kızı ... ... 'ün ... Bankası ... Şubesi Aracılığı ile ödediğini, 6183 sayılı Kanununun mükerrer 35 inci maddesinde ortaklara payları oranında başvurma hakkuun yalnızca amme alacağının tahsilini gerçekleştirecek olan idareye verildiğini, davacının rücuen ödeme talep etme hakkının bulunmadığını, ayrıca dava ile rücuen ödemesi talep edilen vergi borcundan Şirket’in münferiden müdürü olan ...’ün şahsi olarak sorumlu olduğunu, hem müdür hem de şirket ortağı olarak kendi sorumluluğu dahilinde yapmış olduğu Ödemeyi rücuen talep etmesinin mümkün olmadığını beyan ederek; davacı müvekkilinin alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğü'nün 2021/... E.(.... İcra 2021/... E.) Sayılı dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptal edilmesine ve takibin devamına , asıl alacağın %40'dan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın vergi borcunu ödediğinden bahisle rücuen tazminat talep ettiği şirket, müvekkili ... ve dayısı ...'ün ortak olduğu bir limited şirketi olduğunu, işbu şirketin idaresi 12 Mart 2008 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği üzere Müdür olarak tayin edilen ... tarafından yürütüldüğünü, davacı vekilinin davasına dayanak olarak göstermiş olduğu 6183 Sayılı Kanunun 35/1 maddesinde "Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.
" şeklinde düzenleme yapıldığını, 6183 sayılı Kanununun mükerrer 35 inci maddesinde ortaklara payları oranında başvurma hakkuun yalnızca amme alacağının tahsilini gerçekleştirecek olan idareye verildiğini, davacının rücuen ödeme talep etme hakkının bulunmadığını, ayrıca dava ile rücuen ödemesi talep edilen vergi borcundan şirketin münferiden müdürü olan ...’ün şahsi olarak sorumlu olduğunu, hem müdür hem de şirket ortağı olarak kendi sorumluluğu dahilinde yapmış olduğu ödemeyi rücuen talep etmesinin mümkün olmadığını beyan ederek; davanın usulden reddine, müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ... İcra Müdürlüğü'nün 2021/... E. Sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, ... ve ... Vergi Dairesi tarafından gönderilen ... San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin vergi borçlarına ilişkin yapılan ödeme dekontları, ... San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin ticaret sicil kayıtları ile şirket ortaklarının pay oranlarına ilişkin belgeler, 23/02/2021 tarihinde yapılan 10.284,21-TL'lik havaleye ilişkin ödeme dekontu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine davacı tarafça tarafların ortağı olduğu şirketin vergi borçlarının davalının şirket payı oranında rücuen tahsili istemi nedeniyle İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının %90 payının bulunduğu Tasfiye Halinde ... Sanayi ve Ticaret Ltd Şti'nin vergi borçlarının müvekkili tarafından rücu edilmek üzere ödendiğini, ödemelerin bir kısmının nakden vergi dairesine, 10.284,21 TL'lik kısmının kızı ... 'ün ... Bankası ... Şubesi aracılığıyla ödendiğini, vergi borçlarında hisse oranında sorumluluk öngörüldüğünden davalının hissesine tekabül eden 78.298,44 TL borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine borçlu davalının haksız itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, 6183 Sayılı Kanunun 35/1 maddesinin sadece amme alacaklarında tahsil yoluna giden idarenin izleyeceği yolun düzenlendiğini, davacının bu maddeye dayalı olarak rücu talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, ödenen vergi borcundan şirketin müdürü olarak davacının sorumlu olduğunu ve talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
... İcra Müdürlüğünün 2021/... E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 78.298,44 TL borcun ödenmesi amacıyla 21/04/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 04/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 05/08/2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin görev itirazının, davacı ve davalının şirket ortağı olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın davacı tarafça tarafların ortak olduğu şirketin vergi borcunun ödenmesinden davalının şirket sermaye payı oranında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı varsa miktarından ibaret olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ortağı olduğu şirketten kaynaklı olduğu ve ticari dava olduğu anlaşılmakla reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili tanık dinletme talebinde bulunmuşsa da dava değeri itibariyle tanıkla ispatı mümkün olmadığından, vergi dairesinden celp edilen ödeme dekontları ile davacının şirket borçlarının ödendiği hususunu ispatladığı, ödemelere ilişkin davalı tarafın bir itirazının olmadığı ve davalının itirazının ödenen vergi borçlarından dolayı sorumluluğunun bulunmadığına yönelik olup tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş ve ödenen vergi borcunun ne kadar olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Tasfiye Halinde ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin, sicil kaydının kapalı olduğu, ortakların ... (Tasfiye memuru) sermayesi 90.000,00 TL ve ... (temsili münferiden) sermayesi 10.000,00 TL olduğu, şirketin 13/12/2012 tarihinde tasfiyeye girdiği ve tasfiye memuru olarak davalı ...'in atandığı, 11.3.2016 tarihli TTSG ilanda tasfiye sonu 29.2.2016 tarihli ortaklar kurulu karan 7.3.2016 tarihinde tescil edildiği, ilanda 17.1.2015 tarihli tasfiye sonu beyanında “şirketin aktif ve pasifinin olmadığı, alacak ve borcunun olmadığı” beyan edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde vergi uzmanı bilirkişi tarafından 14/02/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; "davacı ...’ün ödemeyi kanuni temsilci sıfatıyla mı yaptığı, ortak sıfatıyla mı yaptığının açık olmadığı, dava dışı şirketin ticari defterleri görülmediğinden şirketin ödeme gücünün olduğu ya da olmadığının defter üzerinden söylenmesinin mümkün olmadığını, ancak, şirketin 2016 yılında sicil kaydı kapandığı dosyasından anlaşılmakla ve 17.1.2015 tarihli tasfiye sonu beyanında “şirketin aktif ve pasifinin olmadığı, alacak ve borcunun olmadığı” beyan edilmekle şirketin ödeme gücünün olmadığının söylenebileceğini, ödemelerin bu durumda gerek kanuni temsilci sıfatıyla yapılsın gerek ortak sıfatıyla yapılsın ... tarafından hissesi nispetinde diğer ortağa rücu hakkının bulunduğu, mevzuata göre nihayetinde kamu borcundan sorumluluk ortakların payları nispetinde olacağı, ödenen 78.298,39 TL'nin yüzde 10’u (7.829,84 TL) ... ve yüzde 90’ı(70.468,55 TL) ... sorumluluğunda olduğu, davacının davalıdan talep edebileceği tutar 70.468,55 TL olduğu ve alacak hesaplama gerektirdiğinden likit nitelikte bulunmadığı" şeklinde rapor düzenlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca, şirketin tahakkuk etmiş vergi borçlarının ödenmesinden kanuni temsilcilerin sorumlu olduğunu, bu ödevin yerine getirilmemesi halinde borcun kanuni temsilcilerin mal varlığından tahsil edileceğini, bu durumda kanuni temsilcinin asıl vergi yükümlüsü olan şirkete rücu hakkının bulunduğuna işaret etmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinde; "Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." hükmüne yer verilmiştir.
Kamu alacağı niteliğindeki vergi borcunun limited şirketten tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halleriyle sınırlı olarak, bu borç bakımından, yukarıda açıklanan 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi çerçevesinde, şirket kanuni temsilcisi ile şirket ortakları, ortağın kamu alacaklısına sorumlu olduğu miktar (sermaye payına isabet eden tutar) üzerinden, kamu idaresine karşı müteselsil borçlu durumundadırlar. Bu durumda, anılan yasal koşulların varlığının kanıtlanması halinde, müteselsil borçlulardan biri tarafından (kendi malvarlığından) yapılan ödeme nedeniyle bu borçlu tarafından diğer borçlulara rücu imkanı ortaya çıkabilecektir.
Tüm dosya kapsamına göre; tarafların ortağı oldukları tasfiye halindeki ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti isimli şirketin 2016-2020 vergi dönemine ilişkin vergi borçlarının davacının kendi hesabından şirket adına vergi dairesine ödendiğinin vergi kayıtları ve sunulan ödeme makbuzlarından tespit edildiği alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından ödenen vergi borçlarının 78.298,39 TL olduğu, tarafların ortağı olduğu tasfiye halindeki şirketin 17/01/2015 tarihinde tasfiye sonu beyan edildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmediğinden şirketin ödeme gücünün olduğu ya da olmadığının defter üzerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtilmişse de dava dışı şirketin tasfiye sonu beyanında “şirketin aktif ve pasifinin olmadığı, alacak ve borcunun olmadığı" beyan edildiği böylece 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. Maddesi gereğince dava dışı şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılmakla amme alacağından sermaye hisseleri oranında ortaklar doğrudan doğruya sorumlu olduğundan; 6183 sayılı yasanın 35. maddesi uyarınca limited şirket ortağı davalının kamu alacağından %90 sermaye hissesi oranında(70.468,55 TL) sorumlu olduğu, bilirkişi raporundaki hesaplama dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmış ve davanın kısmen kabulü ile davacı tarafın başlattığı ... İcra Müdürlüğü'nün 2021/... Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 70.468,55 TL alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takip tarihinde sonra davacı tarafın faiz talebinde bulunduğu ancak hangi tür faiz olduğu konusunda açıklayıcı beyanda bulunulmadığından takibin takip tarihinden itibaren alacağa yasal faiz işletilerek aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı .... İcra Müdürlüğü'nün 2021/... Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 70.468,55 TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip tarihinden itibaren alacağa yasal faiz işletilerek aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.813,71-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 945,66-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.868,05-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.960,91-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvuru ve 945,66-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.004,96TL -TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 900,00-TL Bilirkişi ücreti ve 92,95-TL posta giderinden ibaret toplam 992,95-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 893,55-TL'sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL'nin kabul red oranına göre 1.187,86-TL'sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 132,14-TL'sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK'nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ... Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022
Katip ...
e-imzalı*
Hakim ...
e-imzalı*
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.