4. Hukuk Dairesi 2021/3106 E. , 2021/2535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili 13.12.2015 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada davacının kazaya karışan ancak kusuru bulunmayan otobüste yolcu olduğunu, davalı ... nezdinde sigortalı ... plakalı aracın kusurlu olduğunu, kazadan kaynaklı olarak yaralanması nedeniyle %15,2 oranında malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 12.12.2017 tarihli dilekçe ile dava değerini 98.556,69 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulü ile 98.556,69 TL maddi tazminatın 17.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına,oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen kusur raporunun benimsenmesinde bir usulsüzlük görülmemesine göre; davalı vekilinin aşağıdaki 2 ve 3 numaralı bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda,davacı tarafından sunulan ve Hakem Heyetince hükme esas alınan 11.09.2018 tarihli 9 Eylül Üniversitesi Araştırma Hastanesi Adli Bilirkişi Kurulu raporuna göre davacının %15,2 oranında sürekli maluliyetin olduğu belirlenmiştir.İşbu rapor kaza tarihinde yürürlükte olmayan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği ekindeki cetveller kapsamında hazırlanmış olup hüküm kurmaya elverişli değildir.
13.12.2015 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için kaza sonrası tüm tedavi evraklarının irdelendiği, Adli Tıp Kurumu"ndan, olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun, yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin tazminat hesabına ilişkin temyiz sebeblerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 08/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.