3. Ceza Dairesi 2016/9328 E. , 2017/2553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanık hakkında, 02.02.2012 tarih ve 2009/446 esas, 2012/32 karar sayılı ilamla hükümlülüğüne, 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, hükmün kesinleşmesinden sonra kasıtlı yeni bir suç işlemesi nedeniyle mahkemesine yapılan ihbar üzerine, duruşma açılıp, yeniden hüküm kurulmuş ise de, temyize, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, yazılı şekilde önceki karara yollama yapılmak suretiyle hüküm kurularak Anayasa"nın 141/3, CMK"nin 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,
2) Müşteki ..."ın açık kimlik bilgilerine gerekçeli karar başlığında yer verilmeyerek CMK"nin 232/2-b maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
3) Sanığın savunmasında, müşteki ... ile ortak iş yaptıklarını, olay günü alkollü olan müştekinin bu ortaklıktan ayrılmak istemesi meselesini konuştukları sırada, müştekinin kendisini tehdit ettiğini, ardından kahvehaneyi dağıttığını, çay bardaklarını kırdığını, elinde bulunan kül tablasını kendisine doğru fırlattığını, koluna isabet ettiğini belirtmesi, sanığın adli raporunda belirtildiği şekilde yaralanmış olması ve tanık ..."ın da sanığın savunmasını doğrulaması karşısında, haksız tahrik hükümlerini düzenleyen 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinin sanık lehine uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılmaması,
4) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.