Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/215
Karar No: 2019/12480
Karar Tarihi: 25.12.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/215 Esas 2019/12480 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/215 E.  ,  2019/12480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında cebri icra başlatıldığını, davalı ..."in ... mahallesi 2608 parseldeki 1002/2500 arsa paylı B-1 bölüm üzerinde 1/3 hissedar gözüktüğü gerçekte tamamı kendisine ait olan bu taşınmazı 18/11/2009 tarihinde davalı bacanağı ..."ye devrettiğini, 21/06/2012 tarihinde ... ilçesi ... mahallesi 160 ada 62 parselde kayıtlı 3 nolu meskeni ... adına, 4 nolu meskeni ise 16/05/2012 tarihinde ..."ya devrettiğini, ..."in davalı ..."in yengesi olduğunu, devir tarihlerinin yakınlığı dikkate alındığında bu devrinde iptal edilmesi gerektiği devrin tapuda değerinin 30.000,00 TL olarak gösterildiğini, Yargıtay"ın istikrar bulan kararlarına göre edimler arasında bir misli fark var ise tasarrufun iptalinin gerekeceğini belirterek İİK"nın 277,278,280 ve 281. Maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazların cebren satılmak sureti ile icra dosyasındaki alacaklarının tahsiline karar verilmesini, davalıların bu taşınmazları elden çıkarmaları halinde ise satış tarihindeki rayiç bedellerinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte o davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ..., davacı tarafın aciz vesikası ibraz etmeksizin dava açtığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca davanın eksik harç ile açıldığını, kimseden mal kaçırma gayreti ile taşınmazlarını satmadığını, davalı ..."ye 2009 yılında satışı yapılan taşınmazı ekonomik ihtiyacı nedeni ile elden çıkardığını bu satışın ... tarafından banka kredisi tarafından gerçekleştirildiğini bu hususun banka kayıtları ile sabit olduğunu, bu taşınmazda ikamet etmesinin kötü niyetli olduğu anlamına gelmediğini, ..."e devrettiği taşınmazı vefat eden kardeşinin eşi olması ve ekonomik durumunun kötü olması sebebi ile annelerinden gelen miras hakkının kendisinin teslimi için yapıldığını, hiçbir bağları olmayan davalı ..."ya yapılan satışın da miras paylaşımına esas olmak üzere satılıp bedelinin mirasçılar arasında 5 kardeşe paylaştırılması için gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., satın aldığı taşınmazı davalı ..."ten alacağı bulunduğundan bir kısmını taşınmaz bedeline mahsup ederek, bir kısmını da banka kredisi ile aldığını, taşınmaz üzerinde taşınmazın kredi ile alındığını gösteren banka ipoteğinin olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., evin ilk sahibinin vefat etmiş olan eşinin annesi ... olduğu, bu taşınmazın vefat eden eşinin miras payı nedeni ile kendisine devredildiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ..., kendisine satılan evin miras malı olduğunu, ödediği paranın mirasçılar arasında paylaşıldığını, mahkeme hiç bir kusuru olmamasına rağmen tapusunu iptal ederse büyük mağduriyeti olacağını beyan etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-İptal davasından maksat, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflarının iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda; davalı ... yönünden, salt tapuda devir bedelinin düşük gösterilmesi taraflar arasında yapılan satışın alacaklılardan mal kaçırma gayesi ile yapıldığını göstermeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmaz 16/05/2012 tarihinde 30.000 TL bedelle tapuda satılmış; bilirkişi tarafından taşınmaz için 73.791 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Bu haliyle taşınmazın tapudaki devir bedeli ile gerçek değeri arasında mislini aşan bedel farkı olduğu anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
    Diğer davalı ... yönünden ise, mahkemece dinlenen tanık beyanından esasla dava konusu taşınmazda daha evvelden davalı ...’ in annesi ...’ in oturduğunu, annesi ölünce bu evi satış gibi göstererek vefat eden kardeşinin eşi(yengesi)...’ e devrettiğini, davalı ...’in kendisine devir tarihi olan 21/06/2012 tarihinden önce de taşınmazda oturduğunu bu nedenle davalıların arasında yapılan devrin mal kaçırma gayesi ile yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu yöndeki gerekçesini de kabul etmek mümkün değildir. Davalılar arasındaki akrabalık ilişkisi göz önüne alındığında davalı 3. kişilerin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişiler olması bunun aksinin ispat edilememesi nedeniyle bu davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi