17. Hukuk Dairesi 2018/2360 E. , 2019/12493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu 23.05.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının bacağından yaralandığını ve sürekli maluliyet oluştuğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, iş göremezlik nedeniyle 7.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03.09.2013 tarihinde harcını tamamlamak suretiyle talebini 142.593 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, davacının %20.2 oranında sürekli maluliyetine göre, bilirkişi raporu benimsenerek, maddi ve manevi tazminat davasının kabulüne, 142.593,51 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 15.03.2016 tarihli, 2014/8456 Esas, 2016/3243 Karar sayılı bozma ilamında; "... geçici ve daimi iş göremezlik tazminatlarının; rapor tarihine kadarki maaş bordroları da getirtilip değerlendirilmek suretiyle, bordrolara göre ele geçen net maaş tutarı
üzerinden hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 142.593,51 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/05/2009 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, ayrıca daha önce verilen bozma kararları üzerine kesinleşen hususlarda yeniden inceleme yapılamayacak olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Temyiz incelemesi neticesinde bozulmasına karar verilen bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşmiş olur. Bozma kararına uymuş olan mahkeme tarafından hükmün kesinleşen kısımları hakkında inceleme yapılarak yeniden karar verilemez. Bir başka anlatımla; hükmün kesinleşmiş olan kısımları, lehine olan taraf yararına usulî kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda; yerel mahkemece, bozma ilamından önceki 10.10.2013 tarihli kararda, davanın kabulüne, 142.593,51 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/05/2009 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş olup, 5.000,00 TL lik manevi tazminata ilişkin kısım bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleşmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının manevi tazminat talebi hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekirken, bozmadan sonra yapılan yargılama neticesinde 16.02.2017 tarihinde verilen kararda, kesinleşen manevi tazminat miktarı ve manevi tazminat vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.