17. Ceza Dairesi 2017/3681 E. , 2018/2285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27/11/2010 gün 274-300; 06/12/2008 gün 144-234, 23/09/1974 gün 224-408 ve 16/04/1973 gün 213-345 sayılı kararlarında temyiz süresinin geçirilmesinden sonra eski hale getirme başvurularını değerlendirme yetkisinin Yargıtay"da olduğu belirtilmiştir. Anılan Ceza Genel Kurul Kararları ışığında ve 5271 sayılı CMK"nın 42. maddesi uyarınca eski hale getirme istemi konusunda karar verme görevinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğunun anlaşılması karşısında hukuki dayanaktan yoksun, Lüleburgaz 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin eski hale getirme isteminin kabulüne ilişkin 07/07/2017 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede; sanığın hakkındaki yakalama kararına istinaden Ezine Asliye Ceza Mahkemesi"nde savunması alındığı sırada bildirdiği son adrese çıkarılan tebligat parçası üzerinde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. ve 22. maddeleri uyarınca sanığın en yakın komşususun imzasının bulunmaması nedeniyle tebligatın usulüne uygun olmadığı, sanığa 07/07/2017 tarihinde gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi üzerine, sanık müdafiinin 14/07/2017 havale tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1- Sanık ..."ın, katılan ..."a ait dubleks evin alt katında kiracı olarak oturduğu, ancak evin üst katının katılana ait olduğu ve anahtarının da sadece katılanda bulunduğu, sanığın kira bedellerini ödememesi üzerine katılananın ""Kiralananın tahliyesi"" davası açtığı ve bu davanın 22.05.2014 tarihinde katılan lehine sonuçlandığı ve sanığın evi tahliye ederken evin üst katındaki katılana ait odanın içerisinde bulunan eşyanın sanık tarafından çalındığının kabul edildiği olayda; soruşturma aşamasında ifadesi alınmayan sanığın kovuşturma aşamasında alınan savunmasında; mahkemenin verdiği tahliye kararından sonra kendisine ait eşyayı alarak evi terk ettiğini, emlakçının evi kendisiyle birlikte kontrol ettiğini, anahtarı da emlakçıya bıraktığını, kadın olan emlakçının isminin ... olduğunu, evin anahtarını su sayacının üzerine bırakmadığını, katılana ait eşyayı kendisinin çalmadığını, evin üst katındaki eşya konusunda bir bilgisinin olmadığını beyan ederek üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, emlakçı olan ve evi sanığa kiralamada aracı olan tanık ..."ın tüm aşamalardaki beyanlarının birbiriyle çelişkili olduğu, soruşturmadaki beyanında, sanık ..."ın, katılan ..."a telefonda ""Anahtarı su saatinin üzerine bıraktım, eve girebilirsiniz"" dediğini, bunun üzerine kendisi ile tanık ..."un suça konu eve girdiklerini, katılana ait çatı katındaki tüm eşyanın alındığını gördüklerini ve hemen katılanı aradıklarını, katılanın İstanbul İli"nden geldiğini ifade ettiği; 14.05.2015 tarihli celsedeki ifadesinde ise, sanık ..."ın evi tahliye ettiğini bildirdiği tarihte dükkanına gelerek anahtarı kendilerine teslim ettiğini, bunun üzerine kendisinin de ev sahibine durumu haber verdiğini, ev sahibi Halime"nin kendisine ""Eve gidin bakın, ne var ne yok?"" diye söylemesi üzerine, eve gittiğini, evin üst kapısının açık olduğunu gördüğünü, evden ne çalınıp çalınmadığını bilmediğini belirttiği; 22.03.2016 tarihli celsedeki beyanında ise sanığın anahtarı kendisine teslim etmediğini, sanığın anahtarı sayacın içine koyduğunu katılan ..."nin eşinden öğrendiğini, bunun üzerine katılanın gelinleri ile birlikte evi kontrol ettiklerini, sanık ile evi kontrol etmediğini söylediği; ayrıca diğer tanık ... ve katılanın anlatımlarında da çelişkilerin bulunduğu, sanığın söz konusu evi 22.05.2014 ile 20.06.2014 tarihleri arasındaki bir zaman diliminde tahliye ettiği, ancak bu tahliye işleminin tarihinin dosya kapsamından net olarak tespit edilemediği, sanığın anahtarı teslim ettiği tarihten sonraki bir zaman diliminde de suçun işlenmiş olma ihtimalinin bulunduğu, ayrıca sanığın ""Emlakçının da kendisiyle birlikte evi kontrol ettiğine, anahtarı emlakçıya teslim ettim ettiğine"" ilişkin beyanı ile tanık ..."ın 14.05.2015 tarihli celsedeki ""Sanık ..."ın evi tahliye ettiğini bildirdiği tarihte dükkanına gelerek anahtarı kendilerine teslim ettiğine ve katılandan izin alarak evi kontrol ettiğine"" ilişkin beyanı göz önüne alındığında, sanığın savunmasında belirttiği emlakçı olan ... isimli şahsın; tanık ..."ın 22.03.2016 tarihli ifadesinde geçen katılan ..."ın eşi ve gelinlerinin; ayrıca tanık ..."un 10.02.2015 tarihli ifadesinde geçen ""..."" isimli şahsın tanık sıfatıyla dinlenilmesi, ayrıca katılana kolluktaki beyanı ile diğer tanıkların beyanları okunarak söz konusu eve diğer tanıklarla birlikte girip girmediğinin sorulması; katılan ile tanıklar ... ve ..."ın aşamalardaki çelişkili beyanlarının giderilmesi, sanığın anahtarı tam olarak ne zaman teslim ettiğinin netleştirilmesi ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve kovuşturma ile yazılı şekilde üzerine atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-Sanık hakkında kurulan hükümlerde, tekerrüre esas alınan Çanakkale Yenice Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/61 Esas ve 2012/165 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesinde yazılı dolandırıcılık suçuna ait olduğu ve CMK"nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının ve sanığın tekerrüre esas alınabilecek diğer sabıkalarının da TCK"nın 157/1. maddesindeki dolandırıcılık suçuna ait olduğunun anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"e yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 27.02.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.