
Esas No: 2016/11270
Karar No: 2018/2305
Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/11270 Esas 2018/2305 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Suça sürüklenen çocuğun tutululukta veya göz altında kaldığı sürelerin verilen cezadan 5237 sayılı TCK"nın 63. maddesi uyarınca ""mahsubuna"" karar verilmesi gerekirken, kararda ""...TCK"nın 63. maddesi uyarınca müsaderesine"" denilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekiye ait aracın camını, taş atmak suretiyle kıran ve aracın içinden, müştekiye ait bir takım eşya ile 300,00 TL para bulunan çantayı alarak kaçan ve olay yerini gösteren kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda yakalanan suça sürüklenen çocuğun, çaldığı çantayı sakladığı yeri kolluk görevlilerine gösterip, soruşturma aşamasında, 300,00 TL para dışındaki diğer eşyanın müştekiye kısmen iadesini sağladığı olayda, müştekiden kısmi iadeye rızasının olup olmadığı sorulup, sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK"nın 168/1-4. maddesinin uygulanma koşullarının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinin 3. fıkrasının ""Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir."" şeklinde düzenlendiği, suç tarihinden önce kasıtlı bir suçtan hapis cezasına mahkumiyeti bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında her ne kadar anılan Kanun hükmünün uygulanma olasılığı bulunmasa da; aynı Kanun"un 50.maddesinin 1. fıkrasının, 3. fıkrasından bağımsız olarak düzenlendiği ve hükmedilen cezanın kısa süreli hapis cezası olması koşuluyla ""suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere"" şeklinde tahdidi olarak sayılan kriterlere göre aynı fıkrada düzenlenen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilebileceğinin belirtildiği; somut olayda ise mala zarar verme suçundan kurulan hükümde "" suça sürüklenen çocuğun daha önce kasten işlenmiş suçtan hapis cezasına mahkum olduğu anlaşılmakla verilen kısa süreli hapis cezasının secenek yaptırımlara cevrilmesine takdiren yer olmadığına"" şeklindeki değerlendirmenin TCK"nın 50. maddesinin 3. fıkrasına ilişkin olduğu, suça sürüklenen çocuk müdafiinin 13.06.2014 tarihli celsede ""lehe olan kanun maddelerinin uygulanmasını"" talep ettiğinin anlaşılması karşısında; TCK"nın 50. maddesinin 1. fıkrasının tartışmasız bırakılması,
3-Yargılama giderleri konusunda karar verilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 324/2. maddesine aykırı hareket edilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 27.02.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.