10. Hukuk Dairesi 2018/5344 E. , 2019/10254 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Çorlu 2. İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı Kurum vekili dava dilekçesinde; davalı işverene ait iş yeri işçilerinden Veli Kahveci"nin 07/05/2013 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat ettiğini, davacı kurum tarafından sigortalının hak sahiplerine 103.239,97 TL"lik peşin değerli gelir bağlandığı, ayrıca 2.984,58 TL"lik iş göremezlik tedavi giderleri yapıldığını, olayın, işverenin iş güvenliği ve işçi sağlığı tüzük yönetmeliklerine uygun güvenlik önlemlerini almamış olması nedeniyle meydana geldiğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL Kurum zararının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... Yıkama Servis San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu iş kazasının kazalı işçi Veli Kahveci"nin kusuru sonucu meydana geldiğini, işverenin bu kazada atfıkabil kusurunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, 82.591,98 TL lik sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermeye değerinin onay tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 281,00 TL"lik tedavi masraflarına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV-İSTİNAF SEBEPLERİ
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekili; gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli istinaf dilekçesini sunacaklarını belirterek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla istinaf kanun yoluna basvurmuştur.
V-BAM KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
VI- TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı taraf vekili, aynı istinaf gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
VII- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava; 07.05.2013 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin değerli gelirin ve yapılan tedavi masrafının tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21. maddesidir.
Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Kanunun 74. maddesi) hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlı ise de, kusur raporu ve oranları ile bağlı değildir. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle ceza mahkemesinde saptanacak maddi olayın yargısal bir kararla saptanmış olması gerçeğinin hukuk hakimini de bağlaması gerekir. Bu hal; Kamunun yargıya olan güveninin korunmasının bir gereği olduğu gibi, söz konusu Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde öngörülen kuralın da doğal bir sonucudur.
Nitekim bu husus, Yargıtay"ın yerleşmiş ve kökleşmiş görüşleri ile de kabul edilmiş bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 gün 2011/19-639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 gün ve 2010/2-76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyecektir.
Dosyanın incelenmesinde, müteveffa sigortalının geçirdiği iş kazası ile ilgili hükme esas alınan kusur raporunda; dava dışı müteveffa sigortalının %20 oranında, davalı işveren şirketin %80 kusurlu olduğunun belirlendiği kusur bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir.dava dışı işveren vekili ... ve teknik sorumlu ... hakkında Çorlu 4 Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/142 esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığı ve alınan bilirkii raporunda sanıklar ...’in asli ...’nün tali, müteveffa sigortalının tali kusurlu olduklarının belirtildiği, yapılan yargılamada sanıklar hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermekten hüküm tesis edilerek HAGB kararı verildiği, mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza dosyasından alınan bu kusur raporu arasında çelişki olduğu, bu çelişkinin giderilmeden karar verildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar haklarında HAGB kararı verilmiş sanıkların kesinleşmiş mahkumiyetinden söz edilemeyecek ise de ceza mahkemesince alınan kusur raporu ile mahkemece alınan kusur raporu arasındaki, meydana gelen olay ile ilgili farklı oran ve aidiyetler belirlenerek çelişkinin oluştuğu, bu nedenle iş kazasının gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden, tarafların kusur oranı ve aidiyeti konusunda raporlar arasındaki çelişkinin giderildiği, ayrıca işveren kusuru da irdelenerek rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken çelişkili kusur raporuna dayanılarak hüküm kurulması bozma nedenidir.
Eldeki davada belirtilen hususlar ışığında, Mahkemece raporlar arasında çelişki giderilecek şekilde işverenin de kusuru irdelendiği kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınmalı, ancak dava dışı 3. kişilerle arasında teselsül sorumluluğunun olmayacağı gözönünde tutulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen fiili ve hukuki durumlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.