
Esas No: 2014/21341
Karar No: 2015/2094
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/21341 Esas 2015/2094 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2012
NUMARASI : 2010/155-2012/452
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı idare vekili; davalı şirkete yersiz ödenen kamulaştırma bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; zamanaşımı def"inde ve kesin hüküm itirazında bulunmuş; esasa ilişkin de, yersiz açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı K.. M.. yönünden, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine; asli müdahil davacının, 2.249,706 TL"lik tazminat talebinin hukuki yarar bulunmadığından reddine, asli müdahil davacının, 1.250.404,51 TL tazminat talebinin ise kabulü ile; davalıya yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu yönünde karar verildiğinden (ödeme yapıldığı tarih itibariyle sebepsiz zenginleştiği gerekçe gösterilerek) ödeme gününden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri süresinde temyiz etmişlerdir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, taraflar birlikte ifa günü belirlememiş iseler, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. (BK. 101/1.maddesi)
O halde; zenginleşen ister iyiniyetli, ister kötüniyetli olsun kendisinden iade talep edilmeden önce temerrüde düşmüş sayılması olanaklı değildir. Sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak talebinde de gecikme faizi yürütülebilmesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiğinden, iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalının, dava tarihinden önce temerrüde düştüğünü gösteren bir belge sunulmamıştır. Bu nedenle, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulü, talep edilen faizin işlemeye başlayacağı tarihin de dava tarihi olması gerekir.
Temyiz olunan hükmün kanuna uymayan bölümü hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde (HUMK. 438/VII C.2) hükmü gereğince, faiz ile ilgili hususun düzeltilerek onanması gerekmektedir. (Prof. Dr. B.Kuru 23.baskı; İst 2012/sh. 646)
Açıklanan nedenlerle; bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK. 438/VII C 2 6100 sayılıYasanın 370/2 ek 3/1 maddesi anlamında "Hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün 3.fıkrasında yer alan; "ödeme tarihinden itibaren" ifadesi çıkarılarak, yerine "05.05.2010 tarihinden itibaren" ifadesi yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya