4. Ceza Dairesi 2020/20772 E. , 2020/11543 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından sanık ..."ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a, 125/4, 265/1, 265/3, 43/2-1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 8 ay 10 gün hapis ve 8.840 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/01/2019 tarihli ve 2017/576 esas, 2019/17 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2013/14-102 esas, 2014/128 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığı halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği ve bozma kararının aleyhe sonuç doğuracağı nazara alınarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, “sanığın daha önce işlemiş olduğu 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet suçu nedeniyle Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/03/2017 tarihli ve 2016/444 esas, 2017/137 sayılı kararı ile hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve anılan kararın 16/05/2017 tarihinde kesinleştiği, işbu yargılamaya konu suçun ise 25/05/2017 tarihinde işlendiği cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu"nun 231/6. maddesindeki "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması..."" şeklindeki hükme nazaran, sanık hakkında suç tarihinden önce kesinleşmiş kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunması sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen“hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
-Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
-Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
-Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/01/2019 tarihli 2017/576 esas, 2019/17 sayılı kararıyla sanığın görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından 8 ay 10 gün hapis ve 8.840 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde; Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/444 esas ve 2017/137 karar sayılı ilamı ile 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan hükmolunan cezanın kesinleşme tarihinin 16/05/2017, kanun yararına bozma konusu yapılan davadaki suç tarihinin ise 25/05/2017 olduğu gözetildiğinde tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6-a bendinde yer alan, “Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması” koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/01/2019 tarihli ve 2017/576 esas ve 2019/17 sayılı kararının, CMK"nın 309. maddesi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.