20. Ceza Dairesi 2015/15982 E. , 2016/1593 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Suçun örgütlü olarak işlendiği yönünde bir iddia olmadığı halde, gizli soruşturmacı atanması CMK"nın 139. maddesinin 4. fıkrasına aykırı ise de, gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olduğunun anlaşılması ve CMK’nın 140. maddesine göre teknik araçlarla izleme kararı alınmadan yapılan kayıtların hukuka aykırı elde edilmiş delil niteliğinde bulunmasına rağmen hükme esas alınması sonuca etkili görülmemiştir.
Sanığın 06/06/2014 ve 08/06/2014 tarihlerinde uyuşturucu satma olayları ile ilgili 04/07/2014 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, verilen mahkûmiyet kararının Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 07/04/2015 tarihli, 2015/1308 esas, 2015/30792 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, 30/04/2015 tarihli iddianameyle temyize konu bu davada sanığın 23/10/2013 tarihli eylemi nedeniyle kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında; birinci suçun işlenmesinden sonra arada hukukî kesinti olmadan diğer suçların işlendiği; sanığın bu suçları “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlediği ve bu nedenle zincirleme suçun söz konusu olduğu dikkate alınarak; Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2014/238 esas, 2014/344 karar sayılı dava dosyası getirtilerek bu dosyanın içine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi lüzumu,
2- Kabule göre,
a-....alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
b- Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.