8. Hukuk Dairesi 2020/1959 E. , 2021/1051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte eşler arasında evlilik birliği içinde ortak katkıda bulunularak edinilen iki adet taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, bu taşınmazlar dışında davalı tarafından davacının kazancı elinden alınarak adına kayıtlı yatırım hesabında kullanılıp borsada değerlendirildiğini ve davalının yüklü miktarda para kazandığını açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 150.000,00 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talep tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiş, 09.07.2015 tarihli celsede davacı vekili, davalının yatırım hesabına ilişkin taleplerini daha sonra dava konusu talep etmek üzere takip etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını, yatırım hesabında iddia edildiği kadar para bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda, davanın kısmen kabulü ile 82.701,60 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan incelemede, Dairenin 2015/21498 Esas ve 2017/1289 Karar sayılı ilamıyla bilirkişi raporunda TL dönüşümü yapılmadan davalının yeni TL gelirlerinin eski TL gibi değerlendirilip hesaplanması sonucu davalının gelirinin az dolayısıyla davacının katkı oranının çok yüksek tespit edildiği, katkı payı alacağı hesaplanırken taşınmazların dava tarihi yerine keşif tarihi itibariyle değerlerinin esas alınmasının hatalı olduğuna işaret edilerek davalının sunduğu evraklarına istinaden eski Türk Lirası halindeki gelirleri gözetilip davacının katkı oranının tespit edilmesi, sonra tespit edilecek katkı oranının taşınmazların dava tarihindeki değerleri ile çarpılarak davacı lehine katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği açıklanarak hüküm bozulmuş, davalı tarafın sair temyiz itirazları reddedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu verilen ikinci kararda, Eskişehir"deki taşınmaz yönünden dava tarihi itibariyle değeri olan 68.000,00 TL üzerinden davacı kadının toplam tasarruf içinde katkısı %33,19, davalının %66,81 oranında olması karşısında tespit edilen 22.569,20 TL ve Bursa"daki taşınmaz yönünden davalının 1/25 hissesi karşılığı 9.280,00 TL üzerinden davacının toplam tasarruftaki katkısı olan %33,19 üzerinden 3.080,03 TL katkı payı alacağı olduğuna dair 09.04.2018 tarihli bilirkişi raporu göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüyle 12.360,83 TL"nin dava tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine verilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan incelemede, Dairenin 2018/13687 Esas ve 2019/4659 Karar sayılı ilamıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların edinilmesinden sonraki tarihler olan 1998 ve 1999 yılı davalı gelirlerinin hesaplamaya dahil edilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de; Eskişehir"deki taşınmaz için 22.569,20 TL ve Bursa"daki taşınmaz yönünden 3.080,03 TL olmak üzere davacının toplam katkı payı alacağı 25.649,23 TL iken davacı lehine yazılı şekilde 12.360,83 TL alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğuna işaret edilerek hesaplamadaki yanlış giderilmek üzere bilirkişiden ek rapor aldırılmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası verilen son kararda, davacının davasının kısmen kabulü ile, 23 nolu bağımsız bölüm nedeniyle 55.154,80 TL"nin 17.10.2007 tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 92 parsele kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazın 1/25 hisse karşılığı 7.527,00 TL katkı payının 10/07/2007 tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava hakkında verilen karar yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Yerel mahkeme tarafından Daire bozmasına uyulmuşsa da bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında yerleşik Daire uygulamasına uygun şekilde ve taşınmazların edinilmesinden sonraki tarihler olan 1998 ve 1999 yılı davalı gelirlerinin hesaplamaya dahil edilmeden bilirkişiden ek rapor aldırılıp oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bozma sonrası aldırılan hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde bozmaya uygun şekilde davalının 1998 ve 1999 tarihli gelirlerinin hesaplamaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki tasfiyeye konu iki taşınmaz yönünden katkı payı alacağı hesaplamasında tarafların evlilik tarihi ile 1997 yılı (dahil) arasındaki dönem gelirler dikkate alınırken davacı kadının söz konusu tarihler arasını kapsar şekilde toplam gelirinin (1.343.248,024 eTL), davalı erkeğin ise tarafların evlilik tarihinden sadece 1996 yılı ağustos ayına kadar olan toplam gelirinin (469.276.344 eTL ) dikkate alındığı, davalı erkeğin 1996 yılı ağustos sonrası (122.172,000 eTL) ve 1997 yılı (638.817,000 eTL) gelirlerinin ise hesaplamaya dahil edilmediği sabittir. Davalı erkeğin geliri eksik olarak hesaplamada esas alınıp belirlenen katkı oranına istinaden davacı lehine fazla katkı payı alacağına hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, davacı kadının toplam 1.343.248,024 eTL, davalı erkeğin ise toplam 1.230.265,344 eTL geliri olduğu gözetilerek bilirkişiden ek rapor aldırılmalı ve hesaplama sonucuna göre belirlenecek katkı oranına göre dava konusu iki taşınmaz yönünden davacının katkı payı alacağı belirlenmelidir. Açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalının yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2021tarihinde oy birliğiyle karar verildi.