17. Hukuk Dairesi 2015/7517 E. , 2018/302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı .... vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... tarafından trafik sigortalı araç ile plakası tespit edilemeyen meçhul aracın sebep olduğu kazada, yaya kaldırımında yürüyen davacının ağır biçimde yaralanıp sakat kaldığını, davacının uğradığı geçici ve sürekli işgöremezlik zararlarından her iki davalının da sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 08.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 28.735,49 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı .... vekili, davaya konu kazaya karıştığı iddia olunan araç için şirketleri tarafından düzenlenmiş poliçe bulunmadığını, kusur ve zararın davacı tarafından ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kaza tarihi itibariyle geçerli teminat limitiyle sınırlı olarak ve meçhul araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, geçici işgöremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 7.003,81 TL. geçici işgöremezlik tazminatı ve 16.667,29 TL. sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 23.671,10 TL. maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş;
hüküm, davacı vekili, davalı .... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davaya konu kazada yaralanan davacının, tedavi süresi boyunca işgöremez hale gelmesi nedeniyle oluşan geçici işgöremezlik zararının, davalıların sorumluluğunda olmasına; davacının işi ve gelirinin resmi belgeyle ispat edilemediği gözetildiğinde, maddi tazminatın hesaplanmasında asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceğinin kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekili ve davalı ... vekilinin, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının, kaza nedeniyle oluşan ve geleceğe yönelik kalıcı işgöremezlikten kaynaklanan zararının hesabında, kaza tarihi itibariyle elde ettiği gelirin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Ancak, pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; hükme esas alınan 13.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 60 yaş sonrasına tekabül eden 2047- 2053 yılları arasındaki pasif devresi için hesap yapılırken, bilinen en son asgari ücretin bekar ve çocuksuz kişiler için öngörülen AGİ (asgari geçim indirimi) dahil edilmiş değerinin esas alındığı, bu değer üzerinden ve davacının emekliliği halinde gelirinin % 75"i oranındaki
aylık bağlama oranına göre geliri belirlenip pasif devre hesabı yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle de, esas alınan rapor, pasif devre zararının hesaplanma yöntemi bakımından hatalıdır.
Bu durumda mahkemece; davacının pasif devresi olarak doğru biçimde tespit edilen 2047- 2053 tarihleri arasındaki süre için, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması konusunda, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davacının kaza nedeniyle uğradığı işgöremezlik zararına ilişkin hesaplamalar bakımından hükme esas alınan 13.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacı için 7.003,81 TL. geçici işgöremezlik tazminatı ve 16.667,29 TL. sürekli işgöremezlik tazminatı hesaplandığı; davacıya kaza nedeniyle yapılmış SGK ödemesi olmadığı gerekçesiyle, tazminattan herhangi bir indirim yapılmadığı görülmektedir. Mahkeme tarafından SGK Ankara İl Müdürlüğü"ne yazılan müzekkereye verilen 04.11.2013 tarihli cevapta, davacıya iş kazası nedeniyle ödeme yapılmadığı; ancak, davacının çalıştığı işyerinin bağlı olduğu SGK İl Müdürlüğü"nden ödeme olup olmadığının sorulması gerektiği bildirilmiş olmasına rağmen, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan karar verilmiştir.
Davalı ...Ş. vekili tarafından dosyaya sunulan, ..... İcra Müdürlüğü"nün 2014/20909 sayılı dosyasından düzenlenen ödeme emrine göre, dava dışı SGK Başkanlığı tarafından 18.06.2013 tarihinde davacıya ödenen 4.191,89 TL. geçici işgöremezlik tazminatı ile işlemiş faizi için, davalı sigortacı aleyhine, rücuen tahsil amaçlı takip yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; davaya konu edilen zarara ilişkin olarak davacının SGK"dan tahsil ettiği bedel yönünden davalıların sorumluluğunun bulunmayacağı, zarar görenin aynı zarar için iki kez ödeme alarak sebepsiz zenginleşmesinin önlenmesi gerektiği hususları gözetilmek suretiyle; SGK Başkanlığı"dan 4.191,89 TL. geçici işgöremezlik tazminatı ödemesi yapılıp yapılmadığı sorulup netleştirildikten sonra, davalıların sorumlu olduğu geçici işgöremezlik tazminatı için hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT"nin 3/2 maddesinde yer alan "müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur" düzenlemesi gözönünde bulundurularak, davada kendilerini vekille temsil ettiren ve davacıya karşı müteselsilen sorumlu olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalılar için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. yararına; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. ve davalı ... yararına; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 29.1.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.