
Esas No: 2016/9244
Karar No: 2018/3981
Karar Tarihi: 20.02.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/9244 Esas 2018/3981 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.02.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kesintisiz çalıştığını, davalı işverenin iş sözleşmesinin devam ettiği bir tarihte müvekkili işçiyi resmi kayıtlarda işten çıkmış gibi gösterdiğini, daha sonra ise kayden yeniden işe girişinin yapıldığını, muvazaalı işe girdi çıktı işlemleriyle müvekkilinin ücretinin işyerine yeni girmiş bir işçi gibi asgari ücret seviyesine indirildiğini, toplu iş sözleşmesiyle getirilen ücret zamlarından yararlandırılmadığı gibi ikramiye hakedişlerinin düşürüldüğünü, geçersiz sayılması gereken bu işlem nedeniyle doğan fark işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fark kıdem tazminatı, fark ücret, fark ikramiye ve fark fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası türünde açılamayacağını, davacı tarafın iddia ve taleplerinde haksız olduğunu, zamanaşımı def’ini ileri sürdüklerini beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, her ne kadar dava, belirsiz alacak davası türünde açılmış ise de, davacı vekili, davasını tam ıslah ederek davanın türünü kısmi dava olarak değiştirmiştir. Bu halde, davanın belirsiz alacak davası türünde açılmasının mümkün olup olmadığı noktasında hukuki bir tartışmaya girilmesi lüzumu kalmamıştır. Mahkemece, söz konusu ıslaha rağmen, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi ve bu gerekçeyle de ıslaha karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı def’inin yerinde görülmediğinin açıklanması hatalı olmuştur. Ne var ki, hüküm altına alınan tutarların ıslaha karşı zamanaşımı savunmasından etkilenmeyen miktarlar olduğunun açıkça anlaşılmasına göre, hatalı gerekçeye rağmen bu yönün hüküm sonucuna etki etmediği görülmektedir.
3-Davalı tarafça sunulan 25/03/2014 tarihli “ibraname” başlıklı işçi imzalı belge ve bu belgede belirtilen ödemelere ait olduğu savunulan banka kaydının değerlendirilmemesi bir diğer hatalı yöndür.
Yukarıda yazılı sebepten kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.