
Esas No: 2015/8338
Karar No: 2017/1184
Karar Tarihi: 20.02.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/8338 Esas 2017/1184 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.07.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, paydaş olduğu 269 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarının payını 08.11.2012 tarihinde davalıya satış yoluyla 35.000,00 TL bedelle devrettiğini, gerçek satış bedelinin çok daha az olmasına rağmen önalım hakkına engel olmak için tapuda yüksek bedel gösterildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, dava konusu payları gerçek değerleri üzerinden edindiğini, bedelde muvazaa bulunmadığını ayrıca taşınmazın fiilen taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, keşif sonucu belirlenen bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasında dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 734/2. maddesi gereğince hükümden önce mahkemece belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilmesi gerekir. Davacıya verilen bu sürenin kesin olduğuna da mahkemece karar verilebilir. Kesin süre içerisinde öngörülen işlem yerine getirilmez ise 6100 sayılı HMK’nın 94. maddesi gereğince işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Ancak anılan bu madde hükmünün uygulanabilmesi için davacının davayı sürüncemede bırakacak davranışta bulunması gerekir.
Davacının, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalının edindiği payın gerçekte 35.000,00 TL’den daha az değerde olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiş, kanıt olarak da emsal taşınmazların değerleri sunulmuştur. Toplanan deliller bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir.
Mahkemece resmi senette yazılı olan satış bedeli ile tapu harç ve giderlerini depo etmek üzere davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.