18. Ceza Dairesi 2017/5895 E. , 2018/3343 K.
"İçtihat Metni"KARAR
İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 184/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2017 tarihli ve 2009/1001 esas, 2017/259 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01/08/2017 gün ve 47069 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz hukukî bir sonuç doğurmadığı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verileceği, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi uyarınca mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği anlaşılmış ise de, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 19/04/2017 tarihli ve 2017/3084 esas, 2017/4906 karar sayılı ilâmıyla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına konu hükmün kanun yararına bozulmasına karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24/02/2015 tarihli ve 2014/4-567 esas, 2015/11 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin uygulanma şartları ile 5237 sayılı Kanun’un 184/5. maddesi karşılaştırıldığında, imar kirliliğine neden olma suçuna özgü olarak düzenlenen 184/5. maddesi ile fail açısından daha lehe sonuçlar öngörüldüğü, nitekim fail hakkında hükmolunan ceza kesinleşse dahi, suça konu binanın imar planına veya ruhsatına uygun hale getirilmesi halinde bir süre şartı aranmaksızın cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacağı, açılmış olan kamu davasının yine süre şartı aranmaksızın düşmesine karar verileceği, 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanmasının ise objektif şartların yerine getirilmesi ve mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate ulaşılması halinde mümkün olacağı, açılmış olan kamu davasının düşmesine karar verilebilmesi için ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlememesi gerektiği, bu nedenle imar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek 5237 sayılı Kanun’un 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkânı bulunan fail hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı bulunmadığı şeklindeki kabulü dikkate alındığında, somut olayda imar kirliliğine neden olma suçundan mahkumiyetine karar verilen sanığın ruhsatsız olarak yaptırdığı yapıyı imara uygun veya eski hale getirdiğinde kamu davasının düşmesine ve cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasına karar verileceğine dair 5237 sayılı Kanun’un 184/5. maddesine göre düzenlemenin sanığın daha lehine olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükmün 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine göre açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 25.02.2014 tarih ve 2013/4-691 esas, 2014/91 karar ile 25.11.2014 tarih ve 2014/4-94 esas, 2014/525 sayılı kararlarında: “İmar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek TCK"nın 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkânı bulunan fail hakkında CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Buna göre, daha lehe hükümleri kapsadığı konusunda tereddüt bulunmayan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmüne göre özel bir düzenleme olan 5237 sayılı TCK"nın 184/5. maddesinin gereğini yerine getirmeyen sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin ayrıca bir değerlendirme yapılması gerekmediğinin kabulü zorunludur.” şeklindeki gerekçeyle imar kirliliğine neden olma suçunda CMK"nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinin kabul edilmiş olması karşısında, İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesi"nin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararı yerinde olmayıp, kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2017 tarihli ve 2009/1001 esas, 2017/259 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 12.03.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.