
Esas No: 2021/2620
Karar No: 2021/1063
Karar Tarihi: 23.09.2021
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2620 Esas 2021/1063 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Somut olaya gelince, davalı ... ... mirasçılarından ..., ..., ...’a, davalı ... ... mirasçısı...a, davalı ... mirasçısı ..., ..., ..., ..., ...’a yapılan gerekçeli karar tebligatının yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak Tebligat Kanununun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapıldığı görülmüştür.Adı geçenlerin adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi, Dairemizin 14/05/2009 tarihli mahalline iade kararında belirtilmiş olmasına rağmen gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Mahalline iade kararımızın dikkatlice okunarak bu karar gereğinin tam olarak yerine getirilmesi,
2-Davalılardan ..."ın 21.01.2009 tarihinde öldüğü halde 12.12.2017 tarihinde Tebligat Kanununun 21/1. maddesi uyarınca adına gerekçeli karar tebliğinin yapıldığı anlaşıldığından adı geçenin mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesinin temini ile tespit edilecek mirasçılarına gerekçeli kararın tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 23.09.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.