Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9297
Karar No: 2018/683
Karar Tarihi: 06.02.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/9297 Esas 2018/683 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/9297 E.  ,  2018/683 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R-
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkili ile davalı ... arasında 02.01.2011 tarihli kredili satış-cari hesap sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeyi ..."ın borçlu sıfatıyla, dava dışı ..."ın da kefil sıfatı ile imzaladığını, ..."ın 5 taksitte toplam 7.500,00-TL ödemeyi kabul ve taahhüt etmesine rağmen borcu ödemeyince borçlular aleyhine ... 18.icra müdürlüğünün 2012/4554 sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu ..."ın icra takiplerinden kurtulmak ve alacaklılardan mal kaçırmak için muvazaalı işlemlere giriştiğini, yapılan araştırmaya göre davalı ... adına kayıtlı ... ilçesi 1150 ada, 17 parselde kayıtlı ev ve dükkanın 12.07.2012 tarihinde 40.000,00-TL bedelle ..."e satış yapıldığını öğrendiklerini, yapılan satışın borcun doğumundan hatta takibin başlaması ve kesinleşmesinden sonra kötü niyetli olarak mal kaçırmak amacı ile yapıldığını, davalı ..."in de davalı ..."ın borca batık olduğunu bildiği halde taşınmazı satın aldığından bahisle, ... ilçesi 1150 ada, 17 parselde kayıtlı taşınmazın davalı ..."e satışına ilişkin muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davalı müvekkilinin dava konusu taşınmazın bitişiğinde ... Unlu Mamulleri" isimli fırın işletmesinin sahibi olup kira sözleşmesinin de 2030 yılına kadar süreli olduğunu, müvekkilinin mevcut mekanının yeterli gelmemesi ve işletmesini büyütmek amacı ile dava konusu taşınmazı satın aldığını, taşınmazın satış bedelinin 40.000,00-TL sınırlı olmayıp, taşınmaz üzerinde 1.dereceden 50.000,00-TL, 2.dereceden 100.000,00-TL ipotek bulunduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan hacizlerin alım satım işleminden bir gün önce fek edilerek alım satım işleminin 12.07.2013 tarihinde gerçekleştiğini, dolayısı ile taşınmazın alım satım bedelinin satım esnasında davalıya nakden ödenen 40.000,00-TL ile sınırlı olmayıp, hacizlerin fekki için yapılan ödemelerin, keza taşınmazın ipotek borcu nedeniyle yapılan ve yapılacak ödemelerin de hesaba katılması gerektiğini, müvekkilinin taşınmazın eski sahibi davalıyı çok yakinen tanımadığından borca batık olduğunu bilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin tamamen iyi niyetli olarak taşınmazı satın aldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Diğer davalı ..."a usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, duruşmaya gelmediği gibi herhangi bir yazılı savunmada bildirmediği anlaşılmıştır.Mahkemece; taşınmazın satış tarihi itibariyle değerinin 70.510,00-TL olduğu, gayrımenkulün üzerindeki ipotek ile beraber satıldığı, ödenen ve ödeneceği taahhüt edilen ipotek borcu ile birlikte satış senedinde gösterilen bedel toplamı ve incelenen icra dosyaları da dikkate alındığında tanık beyanları ile birlikte değerlendirilerek taşınmazın gerçek değerinden yapılan satışın gerçek satış olduğu kabul edilmiş subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de irdelenmeli, İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerektiği diğer bir anlatımla taşınmazı borçludan satın alan 3. kişinin taşınmazı elinden çıkarmış olmasına rağmen alacaklının tasarrufun iptalini istemiş olması ve taşınmazı 3. kişiden satın alan 4. kişiyi davaya dahil etmiş olmasında yasal bir sakınca bulunmaması yanında davaya dahil edilen 4. kişinin iyi niyetli olması halinde 3. kişi hakkındaki davanın talep olmaksızın yasa gereği bedele dönüşeceğinden açılan davanın nakden tazmin davası olarak sürdürülmesi gerekir.Somut olayda mahkemece dava konusu gayrımenkulün bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değeri ile üzerindeki ipoteklerle satılması sebebi ile satım bedeli arasında fark bulunmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    İİK 280. Maddesi “Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır. “ hükmünü öngörmektedir.Davalı 3. kişi ..."in mahkemeye ibraz ettiği cevap dilekçesinde ve mahkemedeki beyanlarında, davalı tanıklarından ... ve tanık ... beyanında davalı 3. kişi, ... ve ..."ın komşu oldukları belirtilmiştir. Dava konusu gayrımenkulün davalı 3. kişi Kurban"ın dükkanı ile yan yana olması, tanık beyanları da dikkate alınarak İİK 280 hükmü gereğince davalı 3. kişi Kurban"ın borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olup olamayacaklarının kararda irdelenerek, yine tasarrufa konu taşınmazın işyeri olması nedeniyle olayda İİK.nun 280/son maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması, satım tarihinde dava konusu gayrımenkulün kim tarafından ne şekilde kullanıldığının da araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi