Abaküs Yazılım
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2014/1122
Karar No: 2019/354
Karar Tarihi: 19.04.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1122 Esas 2019/354 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1122
KARAR NO : 2019/354

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; 21/10/2011 tarihinde müvekkili banka ile davalı arasında Kobi ve Ticari Bankacılık Toplantıları Sözleşmesi imzalandığını, bunun dışında bir de 28/03/2011 tarihli müşteri sözleşmesi ve ek protokol imzalandığını, bu sözleşmelere göre banka temsilcileri ile birlikte ..., ... ve ...'ın katılımı ile Anadolu'da dokuz yerde sohbet toplantısı organize edildiğini, organizasyonun otel, konaklama, taşıma ve katılımcı ünlülere yapılan ödemeler dahil olmak üzere davalı tarafından yapıldığını, sözleşmenin 3.maddesinin ve 5.maddesinin bu durumu gerektirdiğini, katılımcılardan ...'ın 05/12/2011 tarihli ihtarname ile etkinlikler sebebi ile kendisine ödeme yapılmadığından bahisle 20.000,00x9=180.000,00 TL'nin ödenmesini istediğini, daha sonra aynı konuda dava açtığını, davanın davalı firmaya ihbar edildiğini ve davalının da davaya müdahil olduğunu, yine aynı kişinin açtığı manevi tazminat davasının bu dava ile birleştirildiğini, sonuçta ... 24.ATM'nin ... esas sayılı dosyası üzerinden verilen asıl davanın kabulüne dair kararın Yargıtay tarafından onandığını, davalının sözü geçen davada ...'a yaptığını iddia ettiği ödemeleri belgeleyemediğini, karar nedeniyle davacı ...'a 246.494,57 TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili banka tarafından davalı organizasyon firmasına ünlülerin ücretlerinin ödendiğini, adı geçene ödeme yapması gereken davalının bu ödemeyi yapmaması sureti ile sebepsiz olarak zenginleştiğini ileri sürerek, dava dışı ...'a ilama istinaden ödenen 246.494,57 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği 2010-2011'de Anadolu'da 11 ilde "..." ismiyle toplam 11 etkinlik düzenlenmesi için anlaşıldığını, ancak 9 etkinliğin gerçekleştirildiğini ve ikisinin davacı banka tarafından ...'ın Trabzon ilindeki toplantıdaki sözleri nedeniyle iptal edildiğini, etkinlikte davacı banka ürünlerinin tanıtımının yapıldığını, sözleşme gereğince organizasyon, konaklama, ulaşım, teknik donatım hizmetlerinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, etkinliklerde yer alacak ünlü kişilerin davacı bankaya önerildiğini ve sonuçta ..., ... ve ... üzerinde uzlaşıldığını, görüşmeler aşamasında ...'ın makbuz kesmeyeceğini, hiçbir evraka imza atmayacağını bildirmesi nedeni ile konunun davacı bankaya bildirilerek birlikte değerlendirildiğini ve davacı banka tarafından buna onay verilerek projeye başlandığını, dolayısıyla davacı bankanın ...'a makbuz alınmaksızın ödeme yapılması işlemini onayladığını, olayda sebepsiz zenginleşme söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından tüm katılımcılara eksiksiz ödeme yapıldığını, nitekim ticari defterlerde bu ödemelerin stopaj gelir vergilerinin kesilerek vergi dairesine yatırıldığını, ödemeler belgelendirilemediği için defterlere "kanunen kabul edilmeyen gider" olarak kaydedildiğini, müvekkili tarafından verilen hizmette herhangi bir kusur bulunmadığını, ...'ın organizasyon kapsamında konaklama, yeme içme gibi harcamalarının da davacı bankadan tahsil edildiğini, davacı bankanın ... ile olan ticari ilişkisindeki durumun olumsuz sonuçlarına müvekkilinin katlanmaması gerektiğini, davacı banka ile dava dışı ... arasında sözleşme konusu iş dışında başka sözleşmeler ve yaptırılan işler de bulunuyor olabileceğini belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Aynı dilekçede harcı yatırılmak suretiyle süresi içinde açılan karşı davada ise, iptal edilen iki organizasyon nedeniyle davacı bankanın müvekkili ile olan sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, müvekkilinin fesih ve iptalde herhangi bir kusuru bulunmadığından, planlanmış etkinlikler nedeniyle uğranılan menfi ve müspet zararları karşılığı şimdilik 5.000,00 TL.'nin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava dilekçesindeki zarar talebini tür ve miktar yönünden açıklaması için HMK madde 31 kapsamında süre verilmiş, sunulan 24.12.2014 tarihli açıklama dilekçesinde karşı davadaki talepler; iptal edilen iki etkinlik nedeniyle yoksun kalınan ücret alacağı için şimdilik 3.000,00 TL, yine iptal edilen iki etkinlik nedeniyle dekor tasarımı ve üretimi yönünden yoksun kalınan kar alacağı için şimdilik 2.000,00 TL şeklinde belirsiz alacak davası açtıkları şeklinde açıklanmıştır.
ISLAH
Davalı-karşı davacı vekili sunduğu 14.02.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı davadaki talebini (ikinci ek bilirkişi raporunda tespit edilen) 15.314,92 TL'ye yükseltmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
KARŞI DAVAYA CEVAP
Davacı vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davalının müvekkilinden aldığı ödemeyi ...'a ödememesi nedeniyle müvekkili bankanın aynı hizmet için iki kere ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu nedenle davalının sebepsiz yere zenginleşmiş olduğunu, karşı davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının HMK md.107 ve 109'daki şartları taşımadığını ve usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu etkinlikler nedeniyle ...'a ödenmek üzere davalıya toplamda 220.000,00 TL ödendiğini, ancak iptal edilen iki etkinlik nedeniyle 23.600,00 TL'sinin davalı firmadan geri alındığını, davalının bu iadeyi yapmasının zarar iddiasının afakiliğini ortaya koyduğunu, hizmetin alınmayacağı belli olan toplantılar için müvekkili bankanın neden ödeme yapması gerektiğinin açıklanmadığını ileri sürerek, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava sözleşme kapsamında ödenen tutarın ve mahkeme kararına göre yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme iddiasıyla tahsili talebine, karşı dava ise sözleşmenin haklı sebep olmaksızın süresinden önce feshinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasında Anadolu'da 11 ilde tanıtım toplantılarının yapılması konusunda organizasyon hizmeti verilmesi yönünden sözleşme ve protokoller imzalandığı, bu kapsamda banka ve kamuoyunda bilinen ünlü bazı kişilerin katılımı ile toplam 9 ilde toplantılar düzenlendiği, toplantıların davalı Bluechip tarafından organize edildiği, katılımcı ünlülere ödenecek ücretlerin davacı banka tarafından davalı firmaya ödenmiş olduğu, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin davacı tarafından süresinden önce feshedilmiş olduğu hususları ile verilen hizmetin niteliği, tutarı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Asıl davada uyuşmazlık, etkinliklere katılan ünlü ...'ın asıl davacı banka aleyhinde açtığı davada hükmolunan tutarın davacı banka tarafından ilgiliye ödenmesi sonrası, davalı-karşı davacı organizasyon firmasına etkinlikler sırasında ...'a ödenmek üzere verilen meblağın davalıdan geri istenip istenemeyeceği; karşı davada uyuşmazlık ise sözleşmenin süreden önce davacı-karşı davalı banka tarafından feshinin haksız fesih olup olmadığı ve davalı-karşı davacının bu nedenle talep edebileceği yoksun kalınan kar zararı bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı taraf ...'a ödenmesi gereken tutar da dahil olmak üzere tüm ödemeleri yaptığını ileri sürmektedir, davalı ise bu ödemeleri inkar etmemekte, yapılan bu ödemeler gereğince ...'a kendileri tarafından sözleşmeden kaynaklanan ödemelerin yapıldığını, ancak ...'ın belge vermemesi ve imzalamamasına rağmen bankanın talimatıyla ve sözlü mutabakat çerçevesinde adı geçenin etkinliğe katılmasına karar verildiği ve ilgiliden her hangi bir makbuz-belge alınmadığını, sebepsiz zenginleşmesinin sözkonusu olmadığını ileri sürmektedir.
İstanbul (Kapatılan) 24. ATM'nin 2012/10 Esas sayılı dava dosyası devredildiği İstanbul 15 ATM'den getirtilmiş, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler, ... 32 İcra Md. ... E, ... 36.İcra Md. ... E, ... 4. İcra Md. ... E takip dosyaları, sözleşme kapsamında düzenlenen etkinliklere ilişkin kayıt ve belgeler, etkinliğin sona erdirilmesine ilişkin basın bültenleri, gazete örnekleri, davadışı ... tarafından çekilen ihtarname, taraflar arasındaki ihtarnameler, e-posta yazışmaları, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş, davalı-karşı davacının yemin teklifi ve sonucu değerlendirilmiş, bildirdiği tanıklar dinlenmiştir.
Yargılama sırasında davalının asıl dava yönünden "...'a ödemeyi elden nakit olarak yaptığı ve davacı bankanın bundan haberdar edildiği, talimatı üzerine bu şekilde yapıldığı" iddiasının ispatlanamaması nedeniyle, cevap dilekçesinde dayandığı yemin delili hatırlatılması üzerine (davalı tarafça bu ara karara itiraz edilmiştir), teklif edilen yemin davacı banka yönetim kurulu kararıyla yetkilendirilen iki çalışanı tarafından eda edilmiş ise de, daha sonra davalının cevap dilekçesinde delil olarak dayandığı ve bu hususta dosyaya sunmuş olduğu e-posta yazışmaları delil başlangıcı kabul edilerek, sadece bu hususla sınırlı olmak üzere yine cevap dilekçesinde dayandığı tanık dinletme talebi kabul edilmiştir. Bu ara karar üzerine ise davacı banka vekilince "yemin kesin delil olduğundan yemin sonrası başka delil toplanamayacağı" şeklinde itiraz dilekçesi ve ekinde uzman görüşü sunulmuş ve incelenmiştir. Uzman görüşü takdiri delil olmakla bağlayıcılığı olmadığı gibi, yasal sürelerde uzman görüşü deliline dayanılmamış olduğundan, sunulan uzman görüşü dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce davalı tarafa hatırlatılması üzerine, bu duruma itiraz edilmekle birlikte teklif edilen ve eda edilen yemin, dosya kapsamı dikkate alındığında, yerleşik hale gelmiş yüksek yargı içtihatlarında da vurgulandığı üzere, tahkikat tamamlanmadan eda edilen ve sonuca etkili olmayan "icapsız yemin" niteliğindedir. Bu nedenle tahkikat aşamasına devam edilmiştir.
Delillerin yeniden incelenmesi sonucunda, davalının bu hususta süresinde sunduğu e-posta yazışmalarında, işe başlanırken ...'ın hiçbir belge-makbuz vermeyeceği ve imza atmayacağına dair beyanının davacı bankaya bildirildiğine dair e-posta çıktıları mevcuttur. Dolayısıyla bunların davalı iddiaları yönünden delil başlangıcı kabul edilmesi gerektiği değerlendirilerek, davalının bildirdiği ve operasyonu yöneten davacı banka çalışanı tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş ve 2 tanık dinlenmiştir. Davacı banka vekilince bu e-postaların HMK yürürlüğe girmeden önceki tarihlere ait olduğundan, HUMK'da ise e-posta yazışmaları yazılı delil başlangıcı sayılmadığından, delil başlangıcı kabul edilemeyeceği ileri sürülmüş ve davalının tanık dinletmesine muvafakat etmediklerini belirtmiş ise de, dava tarihi itibariyle HMK'nın yürürlükte olması ve usul kanunlarının derhal uygulanma ilkesi karşısında bu iddiaya itibar edilmesi mümkün değildir.
Taraflar arasında 2010-2011 yıllarında 11 ilde etkinlik düzenlenmesi, ünlülerin katılımıyla toplantılar yapılması ve davacı bankanın ürün tanıtımları amacıyla 11.10.2010 tarihli "Kobi ve Ticari Bankacılık Toplantıları Sözleşmesi", 28.03.2011 tarihinde "... Müşteri Sözleşmesi" imzalandığı, ayrıca sadece davalı-karşı davacı ... imzasını taşıyan ve 28.03.2011 tarihli sözleşmede belirtilen Ek Protokol düzenlenerek detayların kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Dava dışı ... ile davacı banka arasında dava konusu toplantılar dışında ayrı bir sözleşmenin bulunduğu, ... 24. ATM dosyasında ...'ın talep ettiği meblağın ekstradan verilen ve davalı firma dışında gerçekleşen hizmetler nedeniyle istendiği iddiası ise, dosyaya bu yönde sunulmuş bir delil bulunmadığı ve 24.ATM'nin incelenen dosyasında ... tarafından dava öncesi keşide edilen ihtarnamede ayrı bir sözleşmeden bahsedilmişse de o dosyaya da ayrı bir sözleşme sunulmadığı ve kararda hükmolunan hizmet bedeli alacağının dava konusu 9 toplantıya ilişkin olduğu anlaşılmakla, davalı-karşı davacının bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Dosya kapsamı üzerinde önce sektör bilirkişisi ve öğretim üyesi bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişilerce taraflar arasındaki sözleşmenin vekalet akdi niteliğinde olduğu açıklanarak görüşleri bildirilmiş, daha sonra heyete mali bilirkişi de eklenmek suretiyle dava konusu işle ilgili bütçe-fatura-dekont-hesap kayıtları, davalı-karşı davacının beyannameleri incelenmek suretiyle, davalı-karşı davacının yoksun kalınan kar talebi yönünden hesaplama yaptırılmıştır. Dosyada alınan ilk ek raporda bu hususta hiçbir inceleme yapılmamış olması nedeniyle davalı-karşı davacının itirazı üzerine alınan ikinci ek raporda, karşı davacının iptal edilen iki etkinlik nedeniyle kendi beyanları üzerinden hesaplanan karlılık oranına göre yoksun kaldığı net karın 1.280,00 TL olduğu, ayrıca incelemeye sunulan iki faturaya göre iptal edilen iki etkinlik için yapılan masraf giderinden kaynaklanan 14.034,92 TL zararı bulunduğu bildirilmiştir. Bu tutar üzerinden karşı dava ıslah edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler incelendiğinde, etkinliğin her aşamasının davacı bankanın kontrol ve muvafakatına tabi tutulduğu, katılımcı ünlülerin belirlenmesi ve onlara yapılacak ödemeler konusunda sözleşmenin hukuki niteliğinin vekalet akdi olduğu, davalı organizasyon firmasının vekil sıfatıyla bankayı temsilen işlem tesis ettiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut ilk bilirkişi kurulu raporunda da vurgulandığı üzere, TBK madde 505 gereği vekalet akdinde vekil, müvekkilin talimatlarına uyarak işlem yapma yükümlülüğü altındadır. Dolayısıyla vekilin müvekkilin talimatına uygun şekilde yaptığı işlemlerden doğacak hukuki sorumluluğun muhatabı vekil değil müvekkildir. Nitekim TBK madde 510'da "Vekil, vekaletin ifası sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini vekalet verenden isteyebilir. Ancak vekalet veren, kusuru bulunmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir" hükmüne yer verilerek temel sorumluluğun vekalet verende olduğu ilkesi ortaya koyulmuştur.
Davalı-karşı davacının bildirdiği tanıklar, organizasyon hakkında e-posta yazışmalarında davalı firmayla bağlantısı bulunan banka çalışanlarıdır.Davalı-karşı davacının bildirdiği tanıklardan ..., müvekkil banka adına sözleşmeleri imzalayan kişidir. ... 04.02.2019 tarihli celsede dinlenmiş ve o dönem bankada çalıştığı bölümün organizasyon bağlantıları ve gerçekleştirilmesi konusunda yetkili olmadığını, sadece davalıdan gelen faturaların incelemesini yapan bölümde görevli olduğunu, aradan uzun zaman geçtiğinden ...'la ilgili hangi şartlarda organizasyona katıldığını ve ödemelerin elden yapılmasına onay verilip verilmediğini bilmediği-hatırlamadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.
Diğer davalı tanığı ... ise o dönemde bankada kurumsal iletişim bölüm müdürü olduğunu, sonra emekli olduğunu, ...'ın belge vermeyeceği sorununun çıkması üzerine davacı bankanın en üst yönetiminden onay alınarak, bankanın kobi iş kolu genel müdür yardımcısı, kurumsal iletişim genel müdür yardımcısı ve genel müdürü tarafından sözlü toplantılarda ve mail yoluyla ...'la çalışmaya devam edilmesi bunun sorun olmayacağı konusunda bilgi verildiğini ve işlemlere onay alındıktan sonra devam edildiğini, ancak onay verenin ismini bilmediğini beyan etmiştir.
İncelenen ... 24.ATM ... Esas dosyasında yapılan yargılama sonunda verilen ve Yargıtay temyiz incelemesinde onanarak kesinleşen 19.12.2012 tarihli 2012/291 K sayılı kararda da, davaya davalı yanında katılan organizasyon firmasının teklif ettiği ünlülerin katılımcı olarak banka tarafından kabul edildiği, katılan (dosyamız davalı-karşı davacısı) organizasyon firmasının sözleşmeler uyarınca gerekli organizasyon işlerini yüklendiği ve banka adına giderleri-ödemeleri gerçekleştirdiği ve sadece bankanın bu işlemleri yapmaya yetkili temsilcisi gibi hareket ettiği, 9 toplantıya katıldığı tartışmasız olan ...'a hizmetinin karşılığının ödenmesinden bankanın sorumlu olduğu hususlarına vurgu yapılmıştır. Bu kararda katılan firmanın ödemeyi yazılı delille ispatlayamadığı belirtilmekteyse de, müvekkil bankaya karşı açılan dava yönünden yapılan hukuki değerlendirme ve verilen karar, sadece o davanın tarafları açısından kesin hüküm teşkil eder niteliktedir.
Dava konusu ödemelerin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı TBK'nın 61. maddesine göre "Haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına mal edinen kimse, onu geri vermek zorundadır. Özellikle 1.Geçerli olmayan, 2.Gerçekleşmemiş bulunan, 3. Sonradan ortadan kalkmış olan bir nedene dayanılarak elde edilen şeyin geri verilmesi gerekir"
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nın 77.maddesinde de 818 sayılı TBK'ya benzer şekilde "Haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur" hükmünü haizdir.
Sonuç itibariyle davalı-karşı davacı (vekil) firma tarafından dosyaya sunulan deliller, e-posta yazışmaları, imzasız gider pusulası ve makbuzlar, stopaj gelir vergisi beyannameleri, açık hesap kayıtları, davalı firma tarafından düzenlenen ve davacı bankanın onayının bulunduğu ...'a yapılan ödemeleri de gösteren bütçeler, tanık beyanları, davacı müvekkil bankanın tüm etkinlik bütçesini hiçbir ihtirazi kayıt olmadan ve ödeme belgesi aramadan davalıya ödemiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı-karşı davacı tarafından ...'a ödemelerin elden yapıldığı ve davacı-karşı davalı bankanın bu durumdan en baştan itibaren haberdar olduğu, sebepsiz zenginleşmeye dayanan bankanın vekalet akdi sırasında yaptığı ödemelerin sebepsiz yere davalı-karşı davacı vekilin uhdesinde kaldığını ve davalının vekalet akdi yükümlülüklerine uymayarak müvekkil davacı bankanın talimatlarına aykırı hareket ettiğini ispat yükü altında olduğu, oysa ki davacı bankanın davalı firmaya yaptığı ödemelerin taraflar arasındaki vekalet akdi niteliğindeki sözleşmelerle yüklendiği edim sonucu yaptığı ödemeler olduğu, davacı müvekkil banka basiretli tacir davranışı göstermeyerek belge vermeyeceğini bildiği kişiyle çalışmaya devam etmek ve belgesiz ödemeleri davalı vasıtasıyla gerçekleştirmek suretiyle iki kez ödeme yapmak ve bu ödemeyi mahkeme kararı nedeniyle diğer ilama bağlı (faiz,vekalet ücreti, yargılama gideri) borçlarla birlikte durumunda kaldıysa bile, bunun sorumluluğunun müvekkilin talimatına uygun hareket ettiğini ispat eden vekile yüklenemeyeceği, bu nedenle davalı-karşı davacı vekil firmanın haklı sebep olmaksızın sebepsiz zenginleştiğinin davacı tarafından ispatlanmış sayılamayacağı kanaatiyle, asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan hukuki değerlendirme sonucunda ise, sözleşmenin süresinden önce sözleşmede yazılı fesih bildirimi şartı yerine getirilmeden feshedilerek son iki etkinliğin iptal edilmiş olmasında davalı-karşı davacıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, dolayısıyla davalı açısından feshin haksız ve usulüne aykırı olduğu ve davalı-karşı davacının yoksun kalınan kar talebinde bulunabileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.4 maddesinde bankanın gerekçe göstermeksizin noter marifetiyle bildirimde bulunmak şartıyla tek taraflı ve herhangi bir tazminat, yoksun kalınan kar vb. ödemeden sözleşmeyi feshedebileceği, fesih sonrası 45 gün içindeki hizmet bedelleri ile bütçede belirtilen masraflardan bankanın sorumlu olacağı kararlaştırılmışsa da noter marifetiyle fesih bildirimi bulunmayan bankanın sözleşmedeki bu hükümden yararlanamayacağı, kaldı ki TBK madde 512 gereği, uygun olmayan zamanda vekalet sözleşmesini sona erdiren tarafın, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğu, bu nedenle davalı-karşı davacının iptal edilen iki etkinlik nedeniyle ikinci ek bilirkişi raporunda tespit edilen 1.280,00 TL net etkinlik karı talebinin yerinde olduğu, ancak karşı dava ve 24.12.2014 tarihli talep açıklama dilekçesinde talebin iptal edilen iki etkinlik karı ve dekor tasarım-üretim karı şeklinde açıklanmış olduğu, dekor tasarım ve üretim karına yönelik dosyaya sunulmuş ispata yarar bir delil bulunmadığı, yasal delil sunma süresi geçtikten sonra bilirkişi incelemesi aşamasında bilirkişiye sunulan iki masraf faturasına delil olarak dayanılamayacağı ve karşı dava dilekçesinde masraf türünden bir alacak talebi bulunmadığı hususları dikkate alındığında taleple bağlılık kuralı gereği sadece yoksun kalınan etkinlik karı talebi yönünden karşı davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl davada
1-Davanın REDDİNE,
a-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 20.739,67-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
c-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
d-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının peşin alınan 4.209,55-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.165,15-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Karşı davada
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜ ile, 1.280,00-TL yoksun kalınan kâr alacağının 01/08/2014 karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-Davalı/karşı davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 1.280,00-TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
b-Davacı/karşı davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
c-Davalı/karşı davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 372,20-TL (başvuru harcı, peşin harç, ıslah harcı) ile 36,00-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 5,04-TL'sinin toplamı olan 377,24-TL'nin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
d-Davalı/karşı davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davalı/karşı davacıya iadesine,
e-Alınması gerekli 87,43-TL karar ve ilam harcının yatırılan 347,00-TL (85,40-TL peşin harç ve 261,60-TL ıslah harcı) harçtan mahsubu ile 259,57-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davalı/karşı davacıya iadesine,
Dair, davacı/karşı davalı vekili ve davalı/karşı davacı vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/04/2019

Katip ...
¸


Hakim ...
¸






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi