11. Hukuk Dairesi 2016/11296 E. , 2018/3779 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/04/2016 tarih ve 2013/407-2016/152 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan ..."ın 24/05/2011-25/02/2013 tarihine kadar sitenin muhasebe müdürlüğünü yaptığı, sahte ve uydurma belgelerle davalı ... Bankasından 27.08.2012-22.02.2013 tarihleri arasında 35. kez olmak üzere toplamda 152.179,00 TL, diğer davalı ...’tan 7 kez toplamda 32.100,00 TL parayı sitenin hesabından kendi hesabına aktardığı, ...’tan çektiği paradan müvekkil site yönetimi için 18.172,00 TL kullandığı, bunun dışındaki 13.928,00 TL’yi ve ... Bankasından almış oluğu 152.179,00 TL ile toplamda 166.107,00 TL parayı zimmetine geçirdiğini, bu suçtan dolayı hakkında Büyükçekmece 4 Asliye Ceza Mahkemesince mahkumiyet hükmü kurulduğunu, davalıların acemilik ve dikkatsizlikleri sebebi ile bu sahte ve asılsız belgelere istinaden zararın oluştuğunu iddia ederek toplamda 166.107,00 TL"nin 152.179,00 TL’den ... Bankası A.Ş, 13.928,00 TL’den ... A.Ş’nin sınırlı sorumlu olmak üzere müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Bankası A.Ş. vekili, dava konusu faks talimatlarının incelemeye elverişli olarak şirket yetkililerinin elinden çıktığını, usule uygun talimatlar olduğunu, müvekkil bankanın kusuru olmadığını, davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı site yönetiminin bu durumdan haberdar olmamasının hayatın akışına aykırı olduğunu, bu işlemlere icazet verdiğinin kabulünün gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı .... vekili, yapılan tüm işlemlerin davacının verdiği talimatlarla gerçekleştiğini, prosedüre uygun olduğunu, davacının varsa bir zararının kendisinden kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ..."ın işlemlerin yapıldığı sırada davacı şirketin muhasebe müdürlüğünü yaptığını, davalı ..."ın bankaya gitmeksizin yetkililerin imzalı talimatlarını adı geçen bankalara faks yolu ile göndermek suretiyle site hesaplarını yönettiği, bu yöntemle bir müddet işlem yapılması sonrasında davalının 27/08/2012 tarihinden itibaren farklı zamanlarda sitenin banka hesaplarından davacının hiç bir talimatı olmadan önceden hazırlanan faks kağıtlarını kullanarak kendi hesabına para aktardığı, site yönetiminin 2013 yılında değişmesi neticesinde durumun fark edildiği, siteyi bu şekilde zarara uğrattığı hususunun ceza yargılaması neticesinde de sabit görüldüğü, toplam zararın 156.907,00 TL olduğu, davalı banka memurları hakkında açılmış herhangi bir ceza yargılaması olmadığı, banka memurlarının ihmaline veya suistimaline yönelik herhangi bir tespit bulunmadığı, davalı ..."ın eylemleri arasındaki illiyet bağını koparacak ağırlıkta diğer taraflara atfedilecek nitelikte bir kusur mevcut bulunmadığı gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden kabulü ile 156.907,00 TL"nin davalı ..."tan tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, bankacılık işlemi nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihi olan 03.07.2013 tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. ve 5. maddeleri uyarınca, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olup, asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114 ve 115. maddelerine göre görev, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir. Dava konusu uyuşmazlık niteliği itibariyle mutlak ticari davadır. Bu durumda mahkemece asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.