Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7063
Karar No: 2018/812
Karar Tarihi: 12.2.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7063 Esas 2018/812 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/7063 E.  ,  2018/812 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... Turizm Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, kaldırımda yürüyen davacı ... ve davacılar murisi ..."e çarpmasıyla oluşan kazada davacı ..."ın ağır biçimde yaralandığını ve ..."in öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ve manevi zarara uğradıklarını; davacı ..."ın yaralanıp maluliyete uğradığını ve bu yaralanma nedeniyle davacı ... ile anne babası olan davacıların manevi zarara uğradıklarını, ölen ... ve davacı ... için tedavi masrafı yapılmak zorunda kalındığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, ..."in ölümü nedeniyle 500,00 TL. maddi ve 350.000,00 TL. manevi tazminatın, davacı ..."ın yaralanması nedeniyle 200,00 TL. maddi ve 300.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 17.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 180.954,21 TL"ye yükseltmiştir. Davalı ... şirketi vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını, davacıların tedavi ve defin masraflarını belgeyle ispat etmesi gerektiğini, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... ve ... Turizm Ltd. Şti. vekili, davaya konu kazada davalının kusuru bulunmadığını, davalı sürücünün mali durumu dikkate alınarak tazminat miktarlarının belirlenmesi gerektiğini, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 20.069,70 TL, ... için 17.063,16 TL. ve ... için 126.417,76 TL. ile 1.500,00 TL"nin davalı ...Ş. yönünden 07.05.2010 tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı ... şirketi, poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) tahsiline; 3.120,00 TL. tedavi giderinin davalılar ... ve ... Turizm Taş. Hizm. San. Tic. Ltd. Şti"den tahsili ile davacılar ..., ... ve ..."a verilmesine; davacı ..."ın destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine; davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı ... ve ... için 25.000,00"er TL, ... için 15.000,00 TL, ... ve ... için 10.000,00"er TL"nin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... Turizm Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacıların talep ettikleri maddi tazminatlar yönünden, Dairemizin yerleşik uygulamalarına uygun hesaplamaları içeren uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasına; davaya konu kazayı yapan aracın sürücüsü ve işleteni olan davalıların, aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen davalı ... şirketi ile birlikte, zarardan müteselsilen sorumlu olduğu gözetildiğinde, bu davalıların da maddi tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; trafik kazası nedeniyle yapılan tedavi giderleri kapsamında kalan tedavi yol gideri ile refakatçi giderleri yönünden, bu giderlerin belgeyle ispatında zorunluluk bulunmamasına ve bu giderler için adli tıp uzmanı bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasına göre; davalı ... vekili ve davalı ... Turizm Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davalı ... vekili ve davalı ... Turizm Ltd. Şti. vekili, hükümden sonra, davaya konu edilen maddi ve manevi tazminatların fer"ileriyle birlikte, kendileri ve diğer davalı ... şirketi tarafından davacılara ödendiğini bildirerek birkısım ödeme dekontlarını dosyaya sunmuş; ödemenin, davacı tarafla yapılan protokol gereği yapıldığını belirtmiş olmasına rağmen, protokol dosyaya sunulmamıştır. Taraflar arasında imzalandığı belirtilen protokolün de davalı tarafça dosyaya sunulması sağlandıktan sonra, davalılar vekilleri tarafından dosyaya sunulan ödeme dekontları ile protokol incelenmek suretiyle, davalı tarafça hükümden sonra yapılmış ödemelerin mahkemece değerlendirilmesi yönünden kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Davacı tarafça, araç maliki olan davalı ... Turizm Ltd. Şti"nin işleten sıfatıyla, sürücü ..."ın haksız fiil faili sıfatıyla ve kazaya karışan aracın trafik sigortacısı olan davalı ..."nın ise ZMSS poliçesi gereği zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla tazminat isteminde bulunulmuştur.Davaya konu edilen diğer maddi tazminatlar yönünden tüm davalıların sorumluluğuna karar verildiği halde, tedavi giderlerinden sigorta şirketi sorumlu tutulmamış; hüküm, davacı tarafça bu yönden temyiz edilmemiştir. Bu durumda, esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü, o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; kazada zarar gören davacılara karşı tüm davalılar, farklı hukuki nedenlerle zarardan müteselsilen sorumlu olup aralarındaki münasebet de ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk, niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde, bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1 md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak, o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe ya da aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalıların diğer davalı ...Ş. hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.Zira sorumluluk davasındaki karar, kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı, rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalının da sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Bu hususta Yargıtay HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı) Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davacılar, maddi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle işbu davayı açmış olup mahkemece, davalı ...Ş. tedavi giderlerinden sorumlu tutulmamış, temyiz eden davalıların tedavi giderlerinden sorumluluğuna karar verilmiş; davalı ... şirketi hakkındaki hüküm, davacı yanca temyiz edilmemiş, sadece davalı ... Turizm Ltd. Şti. Vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmü maddi tazminatlar yönünden temyiz etmeyen davacı yan ile davalı ...Ş. yönünden hüküm (maddi tazminatlar yönünden) kesinleşmiş ve davalı ...Ş. lehine usuli müktesep hak oluşmuş ise de; temyiz eden davalı taraf, diğer davalı ...den aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebilir.Açıklanan nedenlerle; rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında, tedavi giderlerinden sorumluluğa ilişkin kararın temyizinde davalı ... Turizm Ltd. Şti. ve ..."ın hukuki yararı bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, hakkındaki karar kesinleşen davalı ...nin belgesiz tedavi gideri niteliğindeki maddi zarardan diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğu gözetilerek, sigortacının hükmedilen tedavi gideri yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılıp taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (... Sigorta A.Ş. yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ...Ş. yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak sadece, tedavi giderlerinden sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    4-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacı ..."ın ağır bedensel zarara uğraması nedeniyle, hem davacı ... için hem de annesi ... ve babası ... için manevi tazminat isteminde bulunmuş; ayrıca, davacıların çocuğu/ kardeşi olan ..."in ölümü nedeniyle, tüm davacılar için manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir. Ne var ki, davacı ..., ... ve ..."in, hem davacı ..."ın uğradığı ağır bedensel zarar nedeniyle hem de yakınları olan ..."in ölümü nedeniyle manevi tazminat istedikleri gözetilerek, iki ayrı zarara dayanan manevi tazminat istemleri yönünden tazminatların ayrı ayrı belirlenmediği görülmektedir. Adı geçen davacıların manevi tazminat istemlerinin iki ayrı zarar ve hukuki sebebe dayandığı, her bir zarar için manevi tazminatın ayrı ayrı belirlenmeyişi nedeniyle, hükmün denetiminin olanaksızlaştığı izahtan varestedir.O halde mahkemece; davaya konu trafik kazası sonucu, davacılar yakını ..."in ölümü ve davacı ..."ın ağır bedensel zarara uğraması nedeniyle, davacı ..., ... ve ... yönünden, her bir zarar için ayrı ayrı manevi tazminatların belirlenmesi gerekirken, her bir davacı için tek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    5-Bozma ilamının kapsam ve şekli ile denetime uygun biçimde manevi tazminatların ayrı ayrı belirlenmesinden sonra, manevi tazminat miktarlarının denetlenebileceği gözetilerek, davacılar vekili ile davalı ... Turizm Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Turizm Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... Turizm Ltd. Şti. ve davalı ... yararına, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Turizm Ltd. Şti. ve davalı ... ile davacılar yararına BOZULMASINA; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı ... Turizm Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekilinin, manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ... Turizm Ltd. Şti. ve ..."a geri verilmesine 12.2.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi