
Esas No: 2017/1092
Karar No: 2022/66
Karar Tarihi: 02.02.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1092 Esas 2022/66 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/1092 Esas
KARAR NO:2022/66
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:12/12/2017
KARAR TARİHİ:02/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin ortak çocukları olan ...'nin 20/10/2017 tarihinde, ... yönetimindeki ... plakalı aracın çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat etiğini, buna ilişkin hastane evraklarının davalı sigorta şirketine ... kargo aracılığı ile 17/11/2017 tarihinde başvuru yapılmış olup, söz konusu başvurularının 20/11/2017 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, sigorta şirketince ... nolu ölüm dosyasının açıldığını, sigorta şirketince istenen tüm belgelerin mail yoluyla sigorta şirketi bedeni hasar uzmanınca gönderildiğini, ancak sigorta şirketice destekten yoksun kalma tazminatı olarak 48.853,00 TL maddi tazminatın taraflarınca teklif edildiğini, taraflarınca söz konusu teklifin kabul edilmediğin, sigorta şirketince çıkarılan tazminat miktarının gülünç bir rakam olduğunu, trafik kazası ile ilgili ceza soruşturması devam etmekte olup kusur incelemesi yapılmadığını, maddi tazminata ilişkin talep tutarlarının yargılamanın son aşamasında ıslah edilerek açıklanacağını, dava konusu kazanın meydana geldiği mahalin yerleşim yeri içerisinde olduğunu, kazananın meydana geldiği yerin ön esinde ve sonrasında trafik levhalarının mevcut olduğunu, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere yolun geometrik özelliğinin düz yol olmasının yanı sıra kazanın meydana geldiği yerde görüşe engel bir durumun da söz konusu olmadığını, müteveffanın yoldan karşıya geçmek üzereyken kazanın meydana geldiğini, davalı sürücünün kaza esnasından azami hızının çok üstünde olduğunu, trafik uyarı levhalarını dikkat almayan ve düz yolda dikkatsizce hızlı araç kullanan davalı sürücünün meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu olduğunu, davalı ...'in yerleşim şeri içerisinde araçla seyrederken trafik uyarı levhalarının olduğu istikamette kontrollü ilerlemesi gerekirken bu kurallara riayet etmeyerek aşırı hızlı araç kulladığından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/1-a maddesini ihlal ettiğini, maddi tazminata ilişkin taleplerinin hesaplanmasında müteveffanın hayatı kaybetmeden önce Öğretmenlik yaptığının dikkate alınması gerektiğini, Müteveffanın 1991 doğumlu olup meydana gelen elim kaza sonucu 26 y aşında yaşamını yitirdiğini, müteveffanın davacı müvekkilini en büyük çocuğu olduğunu davacı müvekkillerin tüm maddi sıkıntılara rağmen müteveffanın okuyup meslek sahibi olması için ellerinden gelen tüm gayreti sarfetmiş olduklarını, müvekkillerinin maruz kaldığı manevi acının tarifinin mümkün olmadığını, ayrıca kazanın meydana geldiği sırada müteveffanın y anında bulunan davacı müvekkil...'nin halen psikolojik çöküntü içinde bulunduğunu, müteveffanın annesinin olaşın şokunu atlatamadığını, davalılardan ...'nın ölümlü trafik kazası sonucu uğranılan maddi tazminattan trafik poliçesinde yer alan miktarla sınırlı olduğunu, diğer davalı ...'in kazaya karışan aracın sürücüsü olup, meydana gelen ölümcül trafik kazasında asli kusurlu olması sebebi ile maddi ve manevi tazminatların tamamından sorumlu olduğunu, diğer davalı ...'in ise trafik Kazasına karışan aracın ruhsat sahibi olup, araç işleteni sıfatıyla maddi ve manevi tazminatların tamamından sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle kazaya karışan ... ve ...'in taşınmaz ve taşınır mallarına ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, Falaya ilişkin talep hakkı ve dava hakkı saklı kalmak ve ileride artırılmak üzere şimdilik davacı müvekkillerinin lehine temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte her bir müvekkil için 2.500,00'şer TL olmak üzere toplamda şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine, Hastane ve defin masraflarının mahkemece belirlenerek kaza tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı müvekkillere verilmesini, Müteveffanın anne ve babası olan davacı müvekkilin için temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte ... ve ... aleyhine her bir müvekkil için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesinde yer alan beyanları kabul etmediklerini, haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini talep ettiklerini, ceza yargılamasının halen devam etmesi nedeni ile öncelikle ceza yargılamasının sonuçlanmasının beklenilmesini ve bu nedenle ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmasını talep etmekte olduklarını, ayrıca yetkili mahkemenin müvekkilin ikamet ettiği Konya mahkemeleri ile Kazanın meydana geldiği yer mahkemesi olan Nevşehir mahkemeleri olduğunu bu nedenle yetki ve görev itirazında bulunduklarını, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp vasıtasıyla yapılması gerektiğini, yapılacak yargılamada, müvekkil aleyhine hüküm kurulması halinde, zarar görenin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerekmekte olduğunu, zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmamakta olduğunu, davacı vekilinin kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünün ve davacının kusur oranına ilişkin geçerli bir rapor ibraz etmediğini, Yargıtay'ın da kabul ettiği üzere, bilirkişi raporları, çözümü özel ve teknik bilgiye dayanan konularda ve uzman bilirkişilerce yapılması ve bu doğrultuda kusur oranına ilişkin raporları Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden alınarak tespit edilecek hukuki duruma göre karar verilmesinin gerektiğini, Yargıtay'ın benimsediği görüşler doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nden kusur durumuna ilişkin rapor alınmasını ve bu doğrultuda hüküm kurulmasını talep ettiklerini, zorunlu trafik sigortasında sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararların, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işletenin sorumlu bulunması gerektiğini, dolayısıyla KTK. 86.madde gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağını, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının mahkemece tespit edilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin masrafları ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Meydana gelen trafik kazası nedeniyle, destekleri olduğu bildirilen müteveffadan dolayı davacıların dava açmada haklarının bulunup bulunmadığı, 6704 sayılı yasa gereğince kusur raporu alınması gerekip gerekmediği, alınacak ise kusur ve tazminatın tespit şekli, varsa davacıların talep edebileceği maddi ve manevi tazminat şekli temerrüt oranı ve faiz türüne ilişkin olduğu noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan hasar dosyasında yer alan poliçe incelenmiş, poliçe tarihinin dava konusu araç ile ilgili olarak 20/03/2017- 20/03/2018 tarihleri arasını kapsar nitelikte olduğu, kazanın söz konusu poliçenin yürürlükte olduğu dönem içerisinde bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce, ... 3.Asliye Ceza Mahkemesinin ... E., ... K. Sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmiştir.
Mahkememizce, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmıştır. Kusur raporunda dava dışı müteveffa ...' nin %100 kusurlu olduğu, davalı sürücü ...' in ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir.
Ceza yargılamasında alınan Kusur Raporu ve Mahkememizce alınan Kusur Raporu arasında çelişki mevcut olduğu tespit edildiğinden, Yargıtay yerleşik uygulamaları gözetilerek İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilen heyet tarafından kusur incelemesi yapılmasına karar verilmiş, dosyaya sunulan 09/09/2020 tarihli raporda, ava dışı müteveffa ...' nin birinci derecede %75 kusurlu olduğu, davalı sürücü ...' in ise ikinci derecede %25 kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası bu kezde tazminat hesaplaması yapılmak üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda, terditli hesaplama yapılmış; 20/10/2017 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden ...’den dolayı, PMF 1931 Yaşam Tablosuna Göre:
Hesaplanan toplam destek tazminatının 159.186,84 TL olduğu ve poliçe teminat üst
limiti olan 330.000,00 TL’yi aşmadığını,
davacı anne ... adına hesaplanan destek tazminatının toplam 89.147,32
TL olduğunu, hesaplanan tutara 29.11.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi
gerektiğini,
davacı baba... adına hesaplanan destek tazminatının toplam 70.039,52
TL olduğunu, hesaplanan tutara 29.11.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, TRH 2020 Yaşam Tablosuna Göre:
Hesaplanan toplam destek tazminatının 63.968,65 TL olduğu ve poliçe teminat üst
limiti olan 330.000,00 TL’yi aşmadığını,
davacı anne ... adına hesaplanan destek tazminatının toplam 33.946,51
TL olduğunu, hesaplanan tutara 29.11.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi
gerektiğini,
davacı baba... adına hesaplanan destek tazminatının toplam 30.022,14
TL olduğunu, hesaplanan tutara 29.11.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi
gerektiğini,
hesaplanan cenaze ve defin gideri masrafının 2.200,00 TL olduğunu, hususlarında tespitte bulunmuştur.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini; aktüerya raporu doğrultusunda davacı ... yönünden talebini 89.647,32-TL'ye, davacı... yönünden talebini 70.039,52-TL'ye, çıkartmıştır. Davacının dava değerini artırma dilekçesinin davalıya da tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce, karar tarihinden önce Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli ... Esas sayılı iptal kararı sonrasında, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerince benimsenen hesaplamaya uygun olacak şekilde, aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Prografiv Rant Sistemine Göre:
hesaplanan toplam destek tazminatının 171.115,13-TL olduğu ve poliçe teminat üst limiti olan 330.000,00 TL’yi aşmadığı,
Davacı anne ... adına hesaplanan destek tazminatının toplam 102.571,82 -TL olduğu, hesaplanan tutara 29.11.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi
gerektiği, Davacı baba... adına hesaplanan destek tazminatının toplam 68.543,31-TL olduğu, hesaplanan tutara 29.11.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi
gerektiği, hesaplanan cenaze ve defin gideri masrafının 2.200,00 TL olduğu, hususlarında tespitte bulunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, poliçe, detaylı, gerekçeli, denetime açık ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu da dikkate alınarak davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar müteveffa ...' nin anne ve babası olup, 6098 sayılı Borçlar kanunu 53/3. Maddesinde ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğradıkları kayıpları talep edebileceklerine ilişkin düzenleme uyarınca, salt mirasçılık sıfatıyla değil kanun, karine ve Yargıtay uygulamaları uyarınca çocuğun anne ve babasına belli bir oranda destek olduğu sabit olup, davalı taraflarca bu durumun aksi ispat edilemediğinden davacıları destek tazminatı talebinde haklı olduğuna kanaat getirilmiş ve destek kaybının doğrudan üçüncü kişi nezdinde meydana gelen bir zarar olduğu, bu nedenle de desteğin kusurunun destek olunana yansıtılamayacağı, kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan yasal mevzuat uyarınca davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı yasanın 85. Maddesindeki işletici sorumluluğunun yine aynı yasanın 91/1. Maddesinde öngörülen zorunlu sigorta olarak mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğuna ilişkin diğer davalı ...' in zorunlu mali mesuliyet trafik sigortasının davalı nezdinde yapıldığı ve 2918 sayılı yasanın 92. Maddesindeki zorunlu mali mesuliyet sigortası dışında kalan hallerin de bulunmaması nedeniyle 2918 sayılı yasanın 97. Maddesindeki değişiklikten sonra açılan dava yönünden davacı tarafça davalıya değişikliğe istinaden dava tarihi itibariyle yapması gereken başvurunun da yapılmış olduğu, buna rağmen davalı sigorta şirketi tarafından davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığı anlaşılmıştır.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Diğer davalı... kazada işleten sıfatıyla, davalı sürücü ... ise haksız fiil nedeniyle tazminat sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce, davacılar tarafından defin ve cenaze gideri talep edilmiş, hesap bilirkişisi tarafından 2.200,00-TL alacak hesabı yapılmış ise de, celp edilen ... İlçe Müftülüğü yazısında cenaze defin işlemleri için ücret alınmadığı, yalnızca 5 adet beton kapak gideri olan 350,00-TL para alındığı bildirildiğinden, bu tutarın davalılardan talep edilebileceği, Bilirkişi raporunda usulüne uygun olarak yapılan hesaplamaya göre de davacı ...' nin 89.147,32-TL, davacı...' nin 68.543,31-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 350,00-TL cenaze gideri talep edebileceği, davalıların temerrüt tarihlerine göre yasal faiz talep uyarınca avans faizi uygulanması gerektiği ve tespit edilen tazminat tutarının da poliçe teminat limiti olan 330.000,00 TL sınırını aşmadığı dikkate alınarak neticeten davacıların maddi tazminata ilişkin davasının kabulü kısmen kabulü gerekmiştir.
6098 sayılı TBK'nın 56.maddesine göre; ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Ancak bu durumda manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar verilecek tutarın adalete uygun olması gerekmektedir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Kaza nedeniyle vefat eden ..., davacı ... ve davacı...' nin kızı olup, davacıların ifade edilen yakınlıklarından dolayı meydana gelen kaza olayı sonucu müteveffanın vefat etmesi nedeniyle üzüntü duyacakları mutlaktır. Ancak bu durumda manevi tazminata TBK 56 ve TMK 4.maddeleri dikkate alınarak hükmedilmelidir. Meydana gelen olayın niteliği ve ağırlığı, kaza nedeniyle kusur oranları, tarafların tespit edilen mali ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, davacıların duydukları acı ve ızdırap ile hak ve nesafet kuralları dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yeterli ve adil olduğu, davacıları zenginleştirmeye ve davalıları fakirleştirmeye yol açmayacağı vicdani kanaatine varılmış, manevi tazminat yönünden davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacı ... için 89.147,32 TL, davacı... için 68.543,31 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 350,00 TL cenaze gider masrafının davalı ... A.Ş yönünden 29/11/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden 20/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, davacı ... için 30.000,00 TL, davacı... için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... 20/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılar ödenmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 14.552,80 TL ilam harcından peşin alınan 700,00 ve ıslah harcı 2.635,00 TL'nin toplamı 3.335,18 TL'den mahsubu ile 11.217,62 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 481,00 TL, bilirkişi ücreti 2.550,00 TL olmak üzere toplam 3.031,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.785,32 TL yargılama gideri ve 3.335,18 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.120,50 TL nin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davacılar kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği (maddi tazminat yönünden) 18.963,86 TL takdirine, bunun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacılar kendini vekille temsil ettirdiğinden, lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği (manevi tazminat yönünden) 7.950,00 TL takdirine, bunun davalılar ... ve ... müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği (maddi tazminat yönünden) davanın red oranına göre 3.646,21 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Davalılar ... ve ... kendini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesi gereği (manevi tazminat yönünden) 7.950,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacılardan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/02/2022
Katip .... Hakim ....
e-imzalıdır e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.