Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10917
Karar No: 2015/3995
Karar Tarihi: 12.03.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10917 Esas 2015/3995 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/10917 E.  ,  2015/3995 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BATMAN AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/03/2014
    NUMARASI : 2013/155-2014/86



    Taraflar arasındaki çeyiz ve ziynet eşyası iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların, Pervari Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2011 tarihi kararı ile boşanmalarına karar verildiğini, müvekkilinin, boşanma davasından önce, .."a ailesinin yanına zorla gönderilmek suretiyle evden kovulduğunu; müvekkilinin, evden kovulduğunda sadece giysilerini aldığını, herhangi bir çeyiz ve ziynet eşyası götüremediğini; davalının, evlendikten kısa bir süre sonra ziynet eşyalarını .. Akbank Şubesinde kasa kiralayarak sakladığını; müvekkilinin, yatak yorgan takımı, çifter adet pike takımı, banyo takımı, çatal bıçak seti, porselen takımı, çelik tencere seti, dantel seti, halı yıkama makinesi, mutfak vs olmak üzere 10.000,00-TL değerindeki çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesine,mümkün olmadığı takdirde toplam 67,000,00-TL"nin, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediğini, dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının hem sayıca hemde nitelik bakımından abartılı olduğunu, bahsi geçen altınlardan 2 adet bileziğin davacının rızası ile kardeşine takıldığını, 4 adet bileziğin bozdurularak yeni döşenen evin ihtiyaçları için kullanıldığını, cumhuriyet altınlarının peyder pey satıldığını, çeyiz eşyalarını iade etmeye hazır olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacının, evi terk etmesinde davalı kocanın kusurunun olmadığı, Mayıs 2009 tarihinde banka kasasının çoktan iptal edilmiş olduğu ve altınlarının davacıda bulunduğu; bunun aksinin, davacı kadın tarafından ispat edilemediği; bu nedenle, ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği; çeyiz eşyaları hususunda ise, davacının dava dilekçesinde eşyaların soyut olarak belirtildiği, cins , nevi ve sayılarının belirtilmediği, bunların bedelleri hususunda her iki taraf arasında ihtilaf olduğu, davacı tarafından yaptırılan bir eşya tespitinin de bulunmadığı; 17/10/2012 tarihli celsede davacı kadının çeyiz eşyalarının aynen iadesini istemeyip bedelini talep ettiği; tanık beyanları ve dosya içeriğinden bu çeyiz eşyalarının neler olduğunun net olarak belirlenmemesi nedeniyle, bedelinin tespit edilemediği; kanıtlanamayan bu husus nedeniyle çeyiz eşyaları yönünden de davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    TMK.nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer.
    Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kişinin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın, şiddet gördüğü için evden ayrılmak zorunda kaldığını, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş; davalı koca ise, davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneyimlerine göre olağan olanın, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanıp muhafaza edilmesidir
    Ayrıca, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.
    Yine kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadeden kurtulur.
    Somut olayda; davalı tarafın ikrarı ile, ziynet eşyalarının bir kısmının evlilik birliği içinde kullanıldığı ve bozdurulduğu kanıtlanmıştır. Bu durumda ispat yükü kendisine geçen davalı koca, söz konusu ziynetlerin iade edilmemek üzere kendisine verildiğini ispat yükü altındadır. Ayrıca, davalı 08.03. 2012 tarihli cevap dilekçesinde, çeyiz eşyalarına ilişkin talepleri konusunda herhangi bir itirazları olmadığını, çeyiz eşyalarını iadeye hazır olduğunu belirtmiştir.
    Mahkemece, bir kısım ziynetler yönünden ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu ve çeyiz eşyaları hususunda da davalının cevap dilekçesindeki beyanları dikkate alınıp en azından dava dilekçesinde belirtilen çeyiz eşyaları ile sınırlı olarak davacı tarafa açıklattırma yaptırılıp, sonucu dairesinde inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi