4. Hukuk Dairesi 2014/7572 E. , 2015/3871 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğeri tarafından, davalı ... aleyhine 24/11/2005 ve 04/07/2006 gününde verilen dilekçeler ile asıl ve birleşen dosyalarda manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen dosyalarda davanın kabulüne dair verilen 26/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazları yönünden;
Asıl ve birleşen davalar, hakaret nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davaların kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar asıl ve birleşen dosyalarda, davalının kendilerine “kaçak orman ağaçlarını kendi kestiği meyve ağaçlarının arasına davacıların koyduğunu” söylemek suretiyle iftira ettiğini, davalının kendilerine yönelik eylemi nedeniyle iftira suçundan mahkumiyetine karar verildiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, davaların reddini savunmuştur.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dosya içeriğinden; davalı hakkında Baskil Jandarma Komutanlığının 17/05/2004 tarihli suç tutanağında davalıya ait kesilmiş ağaçlar arasında orman emvalleri bulunduğundan bahisle suç tutanağı düzenlendiği, bu olay üzerine davalının şüpheli sıfatıyla verdiği ifadede, orman emvalini kendisinin kesmediğini ... ve ... tarafından kendisine ait meyve ağaçlarının arasına konulduğunu söylediği, davalının Sulh Ceza mahkemesince Orman Kanunu 108/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, davacılar tarafından iftira suçundan davalı hakkındaki şikayet üzerine, Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/31 esas, 2011/77 karar sayılı kararı ile davalının davacılara yönelik eylemi nedeniyle iftira suçundan cezalandırılmasına hükmedildiği ancak Yargıtay Ceza Dairesince kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Olay tarihi, olayın gelişimi, dosya kapsamı ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde her bir davacı yönünden davalı aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarları fazladır, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no"lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (1) no"lu bentte gösterilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.