Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Takip dayanağı bonoda .......................ve ................................olmak üzere iki lehdar vardır. Takip alacaklısı olarak .......................bonoda belirtilen bedelin tamamı ile ilgili olarak keşideci borçlu hakkında takip yapmıştır. Borçlu itirazı üzerine mahkemece itirazın reddine karar verilmiş ise de müstenid istek bakımından alacaklılar arasında ilişkiyi düzenleyen TTK"da bir hüküm bulunmadığı gibi Borçlar Kanunu"nda da açıklayıcı bir hüküm yoktur. Para borcu olduğu için BK"nun 69.maddesi de uygulanamaz.
Alacaklılar arasında teselsül ifade eden bir kayıtta bulunmadığından BK"nun 148.maddesinin de uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca lehdarlardan birinin tek başına senetten doğan hakkın tamamını isteyemez. Yarısını takip etme hakkı vardır. Borçlu takip yapan lehdara ödediği yarı bedel hakkında senet borcundan kurtulmuş olur. Bu durumda, diğer yarı bedeli senetteki takip dışı kalan lehdarın takip ve tahsile hakkı vardır. Mahkemece itirazın yukarıda açıklanan kurallar doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşünceyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.