12. Hukuk Dairesi 2016/22558 E. , 2017/4703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 28.01.2016 tarih ve 2015/24896 Esas, 2016/2518 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04.08.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece tebligatın usulsüzlüğüne hükmedilerek tebliğ tarihinin 22.07.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK"nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur.
Somut olayda borçluya örnek 7 ödeme emrinin 13.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ... Elektirik Dağıtım A.Ş vekilinin ise icra dosyasına verdiği 22/07/2015 havale tarihli dilekçesinde takibe, ödeme emrine itiraz ettiği, icra mahkemesine başvurunun ise 05.08.2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla borçlunun 22.07.2015 tarihinde takipten haberdar olduğu ancak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK"nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, şikayetin süresinde olmadığından reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Dairemizce hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken maddi hataya dayalı olarak onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 28.01.2016 tarih ve 2015/24896 Esas, 2016/2518 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.03.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
Karşı Oy
Borçlu aleyhinde genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlu icra mahkemesine başvurarak usulsüz ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04.08.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkeme ise icra dairesine itiraz tarihi olan 22.07.2015 tarihi itibariyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar vermiş, kararı alacaklı temyiz etmiştir. Usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet İİK 16/1 uyarınca tebligat usulsüzlüğünün öğrenilmesinden itibaren 7 gün olup, şikayet süresinde yapılmamış sayılacağından mahkeme kararının onanmasına ilişkin karar kaldırılarak, alacaklının karar düzeltme istemi kabul edilmiş olup şikayet sürede yapılmadığı nedeniyle reddi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Oysa örnek 7 ödeme emri tebligatının "... Elektirik İdaresi" hitaben .../... adresine çıkarıldığı, tebligatın muhatabı gerçek veya tüzel kişi olmadığı, çıkardığı Elektrik Dağıtım A.Ş bağlı birinin olduğu anlaşılmakta olup, yapılan tebliğ işlemi yok hükmündedir. Bu halde usulsüz de olsa yapılmış bir tebligattan bahsedilemeyeceğinden tebligat öğrenilmesinden ve öğrenme tarihine göre sürenin geçmesinden de söz edilemez. Bu halde mahkemece yapılacak iş tebliğ tarihinin düzeltilmesi değil, tebliğ işleminin iptali olmalıdır. Ancak mahkemenin tebliğ tarihini düzeltme kararını borçlu temyiz etmediğinden aleyhe bozma yasağı ilkesi uyarınca alacaklının temyiz isteminden dolayı temyiz edenin sıfatına yazılarak kararın onanması gerekmiştir.
Dairemizce Onama kararı usul ve yasaya uygun olup alacaklının karar düzeltme itirazlarının reddi yerine, onama kararının kaldırılarak yazılı gerekçe ile mahkeme kararının bozulması yönündeki Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum.