19. Hukuk Dairesi 2016/423 E. , 2016/8557 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2015
NUMARASI : 2014/1232-2015/373
DAVACI : ....
DAVALI : ....
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kartı başvurusunda bulunduğunu, banka görevlilerinin müvekkili ile aynı ad ve soyadı taşıyan başka bir kişinin evraklarını karıştırması sonucu başka bir kişinin kredi kartının müvekkiline teslim edildiğini, kartın asıl sahibinin şikayeti üzerine müvekkili hakkında kamu davası açıldığını, yargılama sonunda müvekkilinin beraat ettiğini, müvekkilinin manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 10.000 TL manevi tazminatın suç tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, başvurusu onaylanmayan davacının aynı isimli başka bir şahsa ait kredi kartını farklı adresten teslim aldığını, müvekkilinin kusurlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının davalı bankadan kredi kartı başvurusunda bulunduğu, talebin reddedildiği, davacı ile aynı isimli başka bir şahsın kabul edilen başvurusu sonucu düzenlenen kredi kartının davacı tarafından tebliğ alındığı ve bir müddet kullanıldığı, karışıklığın anlaşılması sonucu davacı hakkında kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde davacının beraat ettiği, davacının kendisine ait olmayan kartı farklı bir adresten tebliğ alarak zararın artmasına sebep olduğu, kredi kartı talebini reddetmesine rağmen bu hususu davacıya bildirmeyen ve ihmali davranışı nedeniyle davacı hakkında ceza yargılaması yapılmasına sebebiyet veren davalının da kusurlu olduğu, kendisine ait olduğunu düşündüğü kredi kartı nedeniyle yargılanan davacının olay nedeni ile acı ve elem duyduğu, davacı açısından manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun (HUMK) 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2015 yılı için 2.080 TL’dir.
Davalı vekilinin temyize konu ettiği miktarın 2.000 TL olması nedeniyle 02/06/2015 tarihli karar davalı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalının yatırdığı peşin harcın istek halinde iadesine, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.