Abaküs Yazılım
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/495
Karar No: 2022/27
Karar Tarihi: 27.01.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/495 Esas 2022/27 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2021/495 Esas
KARAR NO :2022/27

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 17 yaşındaki oğlu ...'ın 22/03/2007 tarihinde ... LPG tüpü ile ... marka şofbenin kullanıldığı banyoda banyo yaparken zehirlenerek öldüğünü, bu nedenle .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasından ... ile sigortacısı ... Sigorta Şirketi aleyhine maddi manevi tazminat davası açıldığını, davanın reddedildiğini, kişinin ölümünden bahsedilen her iki firmanın da sorumlu olduğunu, LPG tüpü gaz kaçırdığında koku ortaya çıkması gerektiğini, kaçak yoğun olduğunda boğulma meydana geldiğini beyan ederek 20.000,00-TL DYK tazminatı ve 40.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin sona erdiğini, davacı vekilinin ikrarı üzerine açılan CBS'nın cezai takibat yaparak takipsizlik kararı vermiş olması olayda herhangi bir suç niteliğinin olmadığının kanıtı olduğunu, ... marka olduğu iddia edilen dava konusu şofbenin ayıplı olduğunun ispatlanamadığını, şofbenin montajının müvekkili şirket tarafından yapılmadığını, olayın sorumlularının davacılar veya davacıların tasarrufuyla işlem yapan yetkisiz ve ehliyetsiz üçüncü kişiler olduğunu, öncelikle davacının ağırlıklı kusurunun tespit edilmesi ve bakım veya onarım hizmeti verilmişse bu kişilerin tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce alınan 19/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kaza olayına sebebiyet veren söz konusu şofben ile zehirlenme olayına neden olan etkenin tam olarak ne olduğu, karbon monoksit gazının oluşmasına neden olan etkenin ne olduğuna dair de bir tespitin dosyadan yapılamıyor olduğu, bu hususlarda ihmal ve ihtimallerin bulunduğu ancak bu ihtimallerden hangisinin nazara alınacağına dair somut ve objektif bir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, zehirlenmeye neden olan gazın oluşumunda banyo hacminin yetersiz havalandırmadan mı yoksa şofben cihazının arızasından mı kaynaklandığı, maktulün 17 yaşında ve tüm bunları öngörmesinin söz konusu olamayabileceği, mevcut bilgi ve belgeler dahilinde davalı yönünden denetime açık ve gerekçeli bir kusur değerlendirmesi yapılamayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
18/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; dosya içeriğinden, kullanılan şofbenin modeli, fatura bilgileri ve alındığı tarih mevcut olmaması nedeniyle söz konusu şofbende gaz sensörü olup olmadığı çalışıp çalışmadığı belirlenemediğinden şohben firmasına kusur izafe edilememiştir, şofben kullanıcısı temin ettiği şofbeni standartlara, yönetmeliklere uygun olarak yetkili bir servise monte ettirmek ve sürekli yıllık kontrol ve bakımlarını zamanında yaptırmak, çalışma şartlarına uygun ortamda kullanmak iyi havalandırılan ortamı sağlamak durumundadır, bundan dolayı şofben kullanıcısı (mülk sahibi) bu eksikliklerden tamamen sorumludur, dosya içeriğinde banyoya kurulumu yapan yetkili montaj firması ile ilgili bilgi olmadığından kusur izafe edilememiştir, dosyanın tekrar incelemesi neticesinde kök raporda belirtilen kusur ve sonuç içeriğinde bir değişikliğin olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 30/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosya kapsamındaki makroskopik, mikroskobik bulgular ve Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan tetkikte kişinin kanında %57 oranında karboksihemoglobin (CoHb) bulunduğunun tespit edildiği; harici herhangi bir darp izi, kırılma ezilme tespit edilmediği dikkate alındığında ...’ın karbonmonoksit (CO) zehirlenmesi sonucu meydana geldiği; dosya kapsamından şofbenin bağlı olduğu baca sisteminin iyi çalışmaması; bacada geri tepmeyi önleyici cihaz bulunmaması; sert esen rüzgarlı havada atık gazların dışarı atılamayarak banyoya dolması nedeniyle ...’ın karbonmonoksit (CO) zehirlenmesi ile EX olduğu; ... marka şofbenin, ... marka tüpün veya bağlantıların ayıplı olduğunu düşündürecek herhangi bir delil olmadığı ve ayıplı olduğunun ispata muhtaç olduğu; davacının oğlu ...’ ın vefatı sebebi ile uğradığı destekten yoksun kalma tazminatının herhangi bir kusur indirimi uygulanmaksızın Yargıtay içtihatları çerçevesinde PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant esasları çerçevesinde yapılan hesaplama neticesinde 87.657,87-TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 2014/1015 Esas, 2020/314 Karar ve 07/07/2020 tarihli kararı ile "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 22.03.2007 tarihinde evlerinde banyo yapmakta olan davacılar murisi ...'ın, karbondioksit zehirlenmesi sonucu vefat ettiği, bu esnada banyoda bulunan şofbenin davalı şirketçe üretildiği, fakat bu ürünün hangi satıcıdan ne surette alındığı ya da garantisinin olup olmadığı konusunda davacı tarafça somut kanıtlar sunulamadığı, aynı şekilde bu ürünün kurulumunun veya bakımının yetkili servis tarafından yaptırılıp yaptırılmadığı husunun da davacı tarafça ispatlanamadığı, 19.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu olan vefat olayına sebebiyet veren etkenin ne olduğunun tespit edilemediği, 30.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise şofbenin bağlı bulunduğu baca sisteminin iyi çalışmaması, bacada geri tepmeyi önleyici cihazın bulunmaması, sert esen rüzgarlı havada, atık gazların dışarı atılamayarak banyoya girmesi sebebiyle davacılar murisinin vefat ettiği, olay sırasında kullanılan davalı firma tarafından üretilen şofbenin, ... marka tüpün veya bağlantılarının ayıplı olduğunu ispatlayacak bir delil bulunmadığı veya ayıplı ürün iddiasının ispatlanamadığının belirtildiği, aynı maddi olay sebebiyle .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.09.2012 tarih, ... E. Ve 2012/220 Karar sayılı kararında da davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi karşısında, davalı firmanın kusurlu veya ayıplı bir ürün imal ettiğinin davacı tarafça ispatlanamaması nedeniyle davacıların davasının reddi..." şeklinde karar verildiği görüldü.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19 Hukuk Dairesinin 2021/1354 Esas, 2021/1415 Karar ve 02/07/2021 tarihli kararı ile "Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacının satın aldığı dava konusu ürünün evde kullanılan şohben olduğu, davacının tüketici olduğu tüm dosya kapsamıyla sabittir. Kaldı ki; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri'nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür. Somut olayda davacının satın aldığı şohbeni davacı tüketici olarak satın aldığından tüketici işlemi söz konusu olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup görev hususu kamu düzenine ilişkin olmakla istinaf edilmese dahi dairemizce resen gözetilmesi gerektiğinden davacının istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine..." şeklinde karar verdiği görüldü.
Dosya Mahkememize gelerek 2021/495 Esas sıra numarasına kaydı yapıldığı ve yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava; davalı tarafından üretilen ... marka şofbenden kaynaklandığı iddia edilen gaz kaçağı nedeniyle ( ayıplı ifa nedeniyle ) meydana gelen ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasıdır.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73.maddesinde de Tüketici Mahkemeleri düzenlenmiş ve '' Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir'' denilmiştir.
Somut davada davacı evde kullanılan davacının ürettiği ve satın aldığı şofbenden kaynaklı gaz zehirlenmesi nedeniyle oğlunun öldüğünü iddia ettiği davada davacının davalı karşısında tüketici konumunda olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re'sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK'nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK' nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2022


Katip ...

Hakim ...
¸



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi