4. Ceza Dairesi 2020/2201 E. , 2020/12810 K.
"İçtihat Metni" Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2. (2 kez) maddesi gereğince 2 kez 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının anılan Kanun"un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine dair Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/09/2007 tarihli ve 2007/120 esas, 2007/960 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 13/05/2020 gün ve 42351 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; sanığın olay tarihinde, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında olay tarihinde üzerinde taşıdığı kuru sıkı tabancayı aynı olayda, mağdurlar ... ve ..."a doğrultup “hepinizi öldürürüm” diyerek tehdit etmesi şeklinde gerçekleştiği iddia ve kabul edilen eylemin, bir bütün halinde silahla tehdit suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun"un 43/2. maddesinde yer alan "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır." hükmü gereğince sanığın eyleminin bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı anda birden fazla mağdura karşı işlendiği kabul edilerek verilecek cezanın 5237 sayılı Kanun"un 43/2. maddesi delaleti ile 43/1. maddesi gereğince arttırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın aleyhine sonuç doğuracak surette her iki mağdur yönünden ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
Buna göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, bir suç işleme kararının icrası çerçevesinde bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi veya birden fazla kişiye karşı aynı suçun tek bir fiille işlenmesi gerekmektedir.
Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; sanığın, üzerinde taşıdığı kuru sıkı tabancayı mağdurlar ... ve ..."a doğrultup "Hepinizi öldürürüm" demek suretiyle tehdit ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, tehdit suçunun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi nedeniyle, zincirleme suç hükümleri gereği tehdit suçundan bir kez ceza verilip, bu cezanın Türk Ceza Kanunu’nun 43/2. maddesi ile artırılması gerekirken, her bir mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Tehdit suçundan sanık ... hakkında, Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/09/2007 tarihli ve 2007/120 esas, 2007/960 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,.
2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.