
Esas No: 2019/550
Karar No: 2022/58
Karar Tarihi: 24.01.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/550 Esas 2022/58 Karar Sayılı İlamı
T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
" Karar"
ESAS NO : 2019/550
KARAR NO : 2022/58
HAKİM : ... ...
KATİP : ... ...
DAVACI : ... - ... ...
VEKİLLERİ : Av. ... -
Av. ... - [
DAVALI : 1- ... - ...
VEKİLİ : Av. ... -
DAVALI : 2- ... - ... ...
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Bursa'da faaliyet gösteren ... Kozmetik ve Kuaför Hizmetleri Ltd. Şti.'nin sahibi ve işleteni olduğunu, davalı ... Mercan'ın davacıya Almanya'da ikamet ettiğini ve burada Beauty Fuarının olduğunu ve davacıya ait ürünleri bu fuarda gösterime sunabileceğini teklifinde bulunduğunu, davacının davalının bu telifini ürünlerinin yurtdışı tanıtımı için iyi bir fırsat olabileceğini düşünerek kabul ettiğini, davacının davalıya fuat katılım ücreti olarak 4.357 euro ödemede bulunduğunu, ayrıca fuarda sergilenmesi için 504 adet 5.040,00Euro luk saç fırçası ile flama ve broşürü davalıya teslim ettiğini, 2017 yılı Mart ayında davalıya gönderilen ürünlerin yine aynı ayda yurt dışına (Almanya) çıkarıldığını, aradan bir süre geçtikten sonra davacının ürünlerinin fuarda sergilendiğine dair herhangi bir bilgiye ulaşamadığını, davacının defalarca aramalarına rağmen ulaşamadığını ve davalının da davacıya hiçbir şekilde geri dönüş yapmadığını beyan etmiş, bu nedenlerle davacının uğradığı toplam 38.527,00TL'nin 15/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının kusuru neticesinde vekil tutmak zorunda olan davacının 2017 Avukatlık vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen alacağın faturaya dayandırılmakta olduğunu, faturaya dayalı alacak davalarında ve dava konusunun değerine ve tutarına bakılmaksızın ticari davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, yetkili mahkeme tespitinde ise borçlunun yerleşim yeri esas alınması gerektiğini, yani borçlunun yerleşim yerinin bağlı bulunduğu bölgedeki Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olacağını beyan etmiş, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Bursa Cbs'nin 2017/60149 Cbs soruşturma sayılı dosyası, Aksaray Vergi Dairesi, Bursa Nilüfer Vergi Dairesi'ne, Bursa Esnaf Ve Sanatkarlar odasına, Btso'ya, Bursa Vergi Dairesi'ne müzekkere yazılmış, yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dava dosyasının Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/02/2019 tarih 2017/422 esas 2019/30 karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş olup esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 15/09/2017 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; açılan dava her ne kadar Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davacının ... Kozmetik ve Kuaför Hizmetleri Ltd. Şti.'nin sahibi, işleteni olması nedeniyle, davacının tacir olduğu, davalı tarafa gönderilen mallara ilişkin ödenmeyen alacağın tahsili talebinin ticari işletmesi ile ilgili olduğu, davalı tarafın da aynı sektörde şirket sahibi olup, tacir olduğu, her iki tarafın da tacir olup, uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklanması nedeniyle görevsizlik kararıyla mahkememize gönderilmiş ise de Mahkememizce yapılan incelemeler neticesinde davalının Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nda, BTSO'da, Aksaray Vergi Dairesi'nde, Bursa Vergi Dairesi'nde kaydının bulunmadığı, dava dosyasında davalının tacir/esnaf olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığının tespit edildiği, davacının tacir olmasının davayı nispi ticari dava haline getirmeyeceği, davanın mutlak- nispi ticari davalardan da olmadığı kanaatine varılmakla birlikte davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin görevsizliğine, Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna, hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-HMK'nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’ nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/01/2022
Katip ...
¸e-imzalıdır.
Hakim ...
¸e-imzalıdır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.