3. Hukuk Dairesi 2014/12060 E. , 2015/4461 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KARABURUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2014
NUMARASI : 2011/75-2014/5
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan .. A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; mülkiyeti, davalı G.. A..ye; işletme ve bakımı ise, diğer davalılara ait olan enerji nakil hattı tellerinin, yere çarpması sonucu orman yangını çıktığını; davalıların, eylemlerinden dolayı müvekkili idarenin toplam 23.940,09 TL zarara uğradığını ileri sürerek; anılan zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra ıslah ile toplam talebini 52.663,38 TL" ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; ayrı ayrı, kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, yangın nedeniyle oluşan zarardan davalı G.. A..nin sorumlu olduğu, diğer davalıların kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle; davacının, davalı G.. A..ye karşı açtığı davanın kabulüne; diğer davalılar aleyhine açtığı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı G.. A.. vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 281. maddesinde; Tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise, bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; mahkemece bilgisine başvurulan orman yüksek mühendisi tarafından düzenlenen, 26/11/2013 tarihli raporda; direk dibinde kalan yanıcı maddelerin tutuşmasıyla yangın başladığı, yanıcı maddelerin temizlenmesi için yeterli bakım yapılmadığı, bu nedenle davalıların bakım görevindeki ihmallerinin ve zarardan sorumluluklarının takdirinin mahkemeye ait olduğu açıklanmıştır. Bilgisine başvurulan elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 19/11/2013 tarihli raporda ise; yangının zincir izalatörü piminin yerinden çıkarak, iletkenin toprağa temas etmesi sonucu oluşan kısa devre neticesi mevsim itibariyle kuru otların tutuşması sonucu çıktığı, söz konusu malzemenin çok küçük olması nedeniyle periyodik bakımının ve bakım sırasında fark edilmesinin mümkün olmadığı, ilk yapım sırasında malzemenin kalitesiz olarak seçilip kullanıldığı ve montajın hatalı yapıldığı, açıklanan nedenlerle olaydaki sorumluluğun davalı G.. A..ye ait olduğu, diğer davalıların kusurlarının bulunmadığı vurgulanmış; bu rapor, mahkemece, hükme esas alınmıştır. 26/11/2013 tarihli bilirkişi raporu ile hükme esas alınan ve elektrik mühendisi tarafından düzenlenen 19/11/2013 tarihli bilirkişi raporu arasındaki, tarafların kusur ve sorumlulukları açısından oluşan çelişkinin giderilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm verilmiştir.
O halde, mahkemece; dosyanın, aralarında elektrik mühendisi ve orman yüksek mühendisinin de bulunduğu, 3 kişilik yeni bir bilirkişi kuruluna verilmesi; tarafların kusur ve sorumlulukları açısından farklı sonuçlar içeren iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi ve tarafların bilirkişi raporlarına karşı itirazlarını da karşılanması konusunda rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu husus taraflar yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 19/03/2015tarihinde oybirliğiyle karar verildi.