Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/279
Karar No: 2020/1042

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/279 Esas 2020/1042 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2020/279 E.  ,  2020/1042 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi: Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi(İlk Derece)

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -
    Asıl ve birleşen dava, hakem kararının iptâli istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dayanak tahkim şartını da içeren 15.04.1997 tarihli sözleşme davacı ve birleşen dosya davalısı iş sahibi ... (...) Belediyesi ile davalı ve birleşen dosya davacısı ... ... Sanayi Ticaret A.Ş. ve dava dışı ... şirketi ... ... ... ... ... şirketinin oluşturduğu yüklenici konsorsiyum arasında imzalanmıştır. Tahkim yargılamasında asıl dava sözleşmenin tarafı yüklenici konsorsiyumun ortaklarından ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresi tarafından iş sahibi aleyhine, tahkim yargılamasında karşı dava da iş sahibi idare tarafından ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresi aleyhine açılmıştır. iptâl davasına konu olan 18.11.2017 tarihli hakem heyetince verilen kararın gerekçe kısmında “uyuşmazlık konusu işin davalı karşı davacı idareye karşı davacı ve karşı davalı yüklenici ile ayrıca dava dışı ... ... ... ... ... ... firması tarafından konsorsiyum olarak üstlenildiği ve bu nedenle aralarında adi ortaklık bulunduğundan ... ... ... ... ... firmasının da davada taraf olması gerektiği söylenebilir ise de, taraflarca yapılan açıklamalarda ... firmasının üstlendiği işin davacı ve karşı davalı yüklecinin üstlendiği işten bağımsız olduğu, huzurdaki uyuşmazlıkla bir ilgisinin bulunmadığı, ayrıca bu firmanın kendi yükümünü yerine getirerek işin tasfiye edildiği ve konsorsiyumla bir ilgisinin kalmadığı belirtildiğinden davada yer almasına gerek görülmediği” belirtilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince ise, adi ortaklıkta davanın tüm ortaklar tarafından açılması gerektiği, birlikte dava açılmadığı takdirde diğer ortaktan davaya muvafakat alınması, muvafakat vermeyen ortak olursa onun hakkında da dava açılması ve bu suretle taraf teşkilinin tamamlanması gerektiği, hakem heyetince yüklenici konsorsiyumun diğer ortağı olan ... ... ... ... ... şirketinin davaya katılımı olmaksızın ve muvafakatı da alınmaksızın yargılama yapılarak hüküm kurulduğu, yine hakem heyeti kısa kararında 356.000 $’ın temerrüt tarihinden itibaren tahsiline, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise 356.000 $’ın 17.11.2010 temerrüt tarihinden itibaren tahsiline şeklinde hüküm kurularak gerekçeli ve kısa kararın hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulduğu belirtilerek 6100 sayılı HMK’nın 439/2-ğ maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık sebebiyle, taraf vekillerinin ileri sürdükleri diğer iptâl nedenleri incelenmeksizin asıl ve birleşen davanın kabulüyle hakem heyeti kararının iptâline karar verilmiştir.
    15.04.1997 tarihli sözleşme iş sahibi idare ile ...- ... konsorsiyumu arasında imzalanmıştır. Ortak girişimler birden fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından iş ortaklığı veya konsorsiyum olarak iki türlü oluşturulabilir. İş ortaklığı üyeleri hak ve sorumluluklarıyla işin tümünü birlikte yapmak üzere, konsorsiyum üyeleri ise hak ve sorumluluklarını ayırarak işin kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili kısımlarını yapmak üzere ortaklık yaparlar. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 520. maddesinde tanımlandığı üzere, adi ortaklık iki veya daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için güçlerini ve araçlarını birleştirmeye sözleşme uyarınca söz verdikleri bir şahıs birliğidir. Adi ortaklık gerçek kişiler arasında kurulabileceği gibi, bir veya daha çok kişi ile ticaret şirketi arasında da kurulabilir. İşte özellikle büyük inşaat işlerinde eserin ortaya çıkarılmasını üstlenmek üzere birden fazla yüklenicinin kurdukları adi ortaklığa konsorsiyum ortaklığı denilmektedir. Konsorsiyumu teşkil eden şirketler arasındaki ilişki mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde tarifi yapılan adi ortaklıktan ibarettir. Adi şirketin (ortaklığın) hükmi şahsiyeti mevcut değildir. Bu ortaklığın taraf olduğu sözleşmelerden doğan ihtilaflarda kural olarak adi ortaklığı oluşturan bütün ortakların birlikte hareket etmeleri zorunludur. Adi ortaklıkta davanın tüm ortaklar tarafından açılması gereklidir. Ortaklar davada mecburi dava arkadaşı durumundadır. Birlikte dava açılmadığı takdirde diğer ortaktan davaya muvafakat alınması, muvafakat vermeyen ortak olursa onun hakkında da dava açılması ve bu suretle taraf ehliyetinin tamamlanması gerekir.
    Somut olayda, tahkim yargılaması sırasında iş sahibi idare vekilince hakem heyeti başkanlığına verilen 28.09.2016 tarihli dilekçede yüklenici konsorsiyumun ortağı ... ... ... ... ... ... şirketinin sözleşmeyle üstlendiği işin, konusu itibariyle müflisin üstlendiği işten bağımsız olduğu bu nedenle idarenin ... ... ... ... ... firması ile sözleşmesini tasfiye ettiği, teminat mektuplarını ... ... ... ... ... firmasına iade ederek bu şirketi ibra ettiği beyan edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin hakem kararının iptâli kararına yönelik temyiz dilekçesine ekli olarak teminat mektuplarının ... ... ... ... ... firmasına iadesine ilişkin muhasebe işlem fişi ve ilgili belgeler sunulmuştur. Yine yüklenici müflis ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresi tarafından hakem heyeti başkanlığına verilen 19.08.2016 tarihli dilekçede, konsorsiyum ortağı ... ... ... ... ...’un sözleşme ile üstlendiği işin konusu itibariyle diğer ortak müflis şirketin üstlendiği işten bağımsız olduğu, bu nedenle
    idarenin ... ... ... ... ... ile sözleşmesini tasfiye ettiği teminat mektuplarını bu şirkete iade ederek bu şirketi ibra ettiği bildirilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesinin iptâl kararına yönelik verilen temyiz dilekçesinde de aynı hususlar yinelenmiştir. Görüldüğü gibi iş ortaklığını oluşturan dava dışı ... ... ... ... ... firması ile akdi ilişkinin tasfiye edildiği, idare tarafından bu firmanın ibra edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
    Bu durumda, ortak girişimi oluşturan şirketlerden dava dışı ... ... ... ... ... şirketinin gerek hakemlerde müflis ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresinin açtığı davada bu şirketin yanında yer alması ya da müflis ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresinin açtığı davaya muvafakatının sağlanması, gerekse de iş sahibinin açtığı davada da hasım olarak gösterilmesi zorunlu ise de, tahkim yargılaması sırasındaki tarafların beyanı, iş sahibi idare vekilinin sunduğu belgelere göre ... ... ... ... ... ... şirketinin işini tamamlayarak iş sahibi ile olan sözleşmesinin tasfiye edilmesi, iş sahibince bu şirketin ibra edilerek teminat mektubun iade edilmesi ve bu hususların taraflar arasında ihtilaf konusu olmaması dikkate alındığında tahkimde asıl davanın iş sahibine karşı sadece yüklenici müflis ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresi tarafından, karşı davanın da iş sahibince sadece müflis ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresi hasım gösterilerek açılmış olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Nitekim hakem kurulunca da açıklanan hususlar göz önüne alınarak müflis ... Mühendislik Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş. iflas idaresinin taraf sıfatı bulunduğu kabul edilerek tahkim yargılamasına devam edilmiştir.
    Bunun yanında, hakemlerce verilen kısa kararda tarih gösterilmeksizin temerrüt tarihinden itibaren kabul edilen alacağa faiz uygulanmasına karar verilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda temerrüt tarihinin gösterilmiş olması, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmayacağından bu durumunda iptâl sebebi olarak kabulü mümkün değildir.
    O halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce diğer iptâl sebepleri incelenerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle iptâl kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına iadesine,
    6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
    12.03.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi