17. Hukuk Dairesi 2015/11745 E. , 2018/1159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik sebebi ile reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili dilekçesinde davalıların kiracısı ve maliki olduğu işyerinden sızan sular nedeniyle, müvekkilinin sigortalısının mallarının zarar görmesi neticesinde oluşan zararın davalılardan rücuen tazminini istediği talep ve beyan etmiş, davalılardan ..."nun mirasçılarını davaya dahil etmiştir.Mahkemece; toplanan deliller, dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, Dairenin 29.04.2014 tarih, 2013/8578 E- 2014/6595 K sayılı bozma ilamına göre mahkemenin görevsizliğine,davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava konut sigortası kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini talebine ilişkindir.1186 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.Somut uyuşmazlıkta,mahkeme tarafından kısa kararda mahkemenin görevsizliğine, davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın ... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,karar verilmesine rağmen gerekçeli kararda dosyanın ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile hüküm fıkrası ve hükmün gerekçesi arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma kapsam ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.02.2018 günü oybirliği ile karar verildi.