Abaküs Yazılım
İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/234
Karar No: 2022/35
Karar Tarihi: 18.01.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/234 Esas 2022/35 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/234 Esas
KARAR NO : 2022/35
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/06/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...' ın sürücüsü olduğu ... plaka sayılı motosikleti ile 28 /06/2018 günü saat 19:30 sıralarında ... yönünden ... ilçesine seyir halindeyken belirtilen mevkide aynı istikamette giden ve aniden U dönüşü yapan ... ' in sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile çarpıştığını, kaza tespit tutanağında ... plakalı aracın sürücüsü ... ... 2918 sayılı karayolları trafik kanunlarını ihlal ettiğini, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, ... Devlet Hastanesi nde tedavi altına alındığını, müvekkilinin kafatası kırığı meydana geldiğini, Adli Tıp Raporunda göre müvekkilinin maluliyet oranın %29 olarak belirlendiğini, kazaya sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirektinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı olduğunu, ödeme yapılması için davalı şirkete başvurduklarını, davalı şirketin cevap verilmediğini, arabuluculuğa başvurduklarını anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle tazminatın tahsili için bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davacıya ödenmesi gereken maluliyet tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesince belirlenmesinin gerektiğini, davacının sürekli işgöremezlik tazmitanı talebinin ilgili iddia edildiği gibi malul kalıdığının belli olmadığını, ve tespite muhtaç olduğunu, maluliyetin varlığının ve oranının belirlenmesi husunun Adli Tıp Kurumu ... İhtisas dairesi tarafından yerine getirilmesi gereketiğini, davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği maluliyet sebebiyle SGK dan herhangi bir ödeme alıp almadığı kendine maaş bağlanıp bağlanmadığının belirlenmesi gerektiğini, davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle dava usulunden red edilmesi gerektiğini, temerrüt hükümleri gereğince müvekkili şirketin faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava trafik kazası sonucu yaralanma nedeni ile meydana gelen maluliyet sonucu uğranılan zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır. Uyuşmazlığın davacının malul kalıp kalmadığı, malul kalmış ise maluliyet oranı ile tazminata hak kazanılmış ise bu tazminatın hesabı, kusur oranları, muacceliyet tarihi ve faiz hesabına dair olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, hasar dosyası, soruşturma dosyası, SGK yazısı, ... Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası, davacının tedavisine dair kayıtlardan oluşan deliller toplanıp Adli Tıp Kurumundan maluliyete dair rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK'nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK'nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ''mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş'' olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Kanunun açık metni karşısında sigorta şirketinin sigortalısının tabii olduğu hukuki rejime tabi olacağının kabulü gerekir. Ancak öncelikle sigorta şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve davalının pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dosyada yapılan inceleme sonucunda davalı ile dava dışı ... arasında ZMSS Sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye istinaden ... numaralı poliçenin tanzim edildiği, poliçenin 14/07/2017-14/07/2018 tarihleri arasında cari olduğu ve 310.000,00 TL'lik şahıs başına sakatlık ve ölüm limiti içerdiği anlaşılmaktadır. Dava konusu hasarın 28/06/2018 tarihinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Böylece dava konusu hasarın poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Hasarın poliçe kapsamında kaldığı anlaşıldıktan davacının cismani zararının belirlenmesi amacıyla dosya ATK'ya tevdi edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu ... İhtisas Dairesinin 07/06/2021 tarihli raporunda; ... oğlu 2002 doğumlu ... 'ın 28.06.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceğini, bildirmiştir.
Bu rapor alındıktan sonra Anayasa Mahkemesi^nin iptal kararı doğrultusunda oluşan belirsizlik Yargıtay içtihatlarıyla giderilmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin iptal kararı sonrası yerleşik uygulamasına göre haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle mahkememizce doğru yönetmeliğe göre rapor hazırlanması amacıyla dosya yeniden Adli Tıp Kurumu'na tevdi edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu ... İhtisas Kurulu tarafından 24/11/2021 tarihli raporunda; davacının 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğunu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceğini mütalaa etmiştir. Davalı vekili tarafından maluliyet raporuna itiraz edilmiş ise de itirazda isabet görülmemiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir. Davacı dava dilekçesinde yalnızca sürekli (daimi iş göremezlik niteliğinde zarara uğradığını belirterek zararın giderilmesini talep etmiş ise de aldırılan her iki Adli Tıp Kurumu ihtisas dairesi raporunda da davacının dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmasının iyileştiği böylece herhangi bir sürekli sakatlık durumu söz konusu olmadığı ifade edilmiştir. Böylece davacının TBK 50. Madde kapsamında üzerine düşen sürekli iş göremezlik niteliğindeki zararı ispat edemediği, davacının tazminatı gerektirir nitelikte zararının bulunmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 4,90-TL'nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL'den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ne göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanunun 41. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. Maddesi gereğince dava miktarı veya değerei 8.000,00 TL' lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olamak üzere verilen karar, açıkça okunup usulüne anlatıldı.02/02/2022

Katip ...
e-imzalıdır

Hakim ...
e-imzalıdır



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi