8. Hukuk Dairesi 2015/6867 E. , 2015/16973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karşıyaka 4. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2014
NUMARASI : 2012/983-2014/902
S.. Y.. ile davalı C.. B.. aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi"nden verilen 25.12.2014 gün ve 983/902 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.09.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat M.. A.. Ç.. geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi, Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz ve araç üzerinde tasfiye alacağı bulunduğunu ileri sürerek katılma alacağı isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili, söz konusu mal varlığının vekil edenin kişisel malı olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 sayılı HMK 33. M). iddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231 .m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 26.06.1998 tarihinde evlenmiş, 04.01.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10,TMK 202/1.m).Tasfiyeye konu 9844 ada 1 parsel 29 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 19.02.2006 tarihinde, otomobil ise 14.07.2006 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
1- Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik olmadığına, dava konusu .. plakalı aracın edinilmiş mal niteliğinde olduğu belirlendiğine ve davacının katılma alacağı usulüne uygun olarak tespit edildiğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davalı vekilinin taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davalı vekili aşamalarda, taşınmazın kişisel mal niteliğinde olduğunu, bedelinin vekil edenin dedesi tarafından ödendiğini ileri sürmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu 29 nolu bağımsız bölüm davalının dedesinin hakim ortak durumunda bulunduğu .. Tekstil A.Ş adına kayıtlı iken 19.01.2006 tarihinde satış yoluyla davalıya devredilmiştir. Taşınmazın devir tarihinde dedesinin sahibi olduğu .. A.Ş."nin banka hesabından dede R.. D.. hesabına 40.000 TL virman yapılmış olması, taşınmazın edinildiği 19.01.2006 tarihinde R.. D.."ın .. Bankası hesabından .. Tekstil A.Ş hesabına satış parasının yatırılmış olması, taşınmazın satın alınma tarihi ile R.. D.."ın banka hesaplarındaki hareketlerin aynı tarihlerde gerçekleşmesi, dedesinin varlıklı bir kişi olması nedeniyle satış bedelinin dedesi tarafından ödenmesi, başka bir ifade ile davalının dedesinin ortağı bulunduğu şirkete ait taşınmazın yine sahibi olduğu başka bir şirket hesabından virman yapılmak suretiyle taşınmazın satın alınarak davalı adına tescil edilmesi, açıklanan bu işlemlerin davalıya karşılıksız kazandırma niteliğinde bulunması karşısında, dava konusu bağımsız bölümün davalının kişisel malı olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle 29 nolu bağımsız bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1.) bentte açıklanan nedenlerle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL. Avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak Yargıtay duruşmasında vekil marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.344.00 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.