Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2005/3455
Karar No: 2005/3636
Karar Tarihi: 21.11.2005

Kadastro Mahkemesinin Görevi - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2005/3455 Esas 2005/3636 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davanın konusu kadastro tesbiti üzerine taraflar arasındaki uyuşmazlıktır. Mahkeme, yenilik doğurucu hakka ilişkin olduğu gerekçesiyle, kadastro mahkemesinde çözümlenemeyeceğini ve genel mahkemede çözümlenmesi gerektiğini belirtip davanın payları oranında tescil edilmesine karar vermiştir. Ancak hükümde çelişkiler olduğu ve görevsizlik kararı vermeden karar alındığı belirtilmiştir. Asli zilyetlik niteliğinde olmayan taşınmaz üzerinde, davalı tarafın muhtesat niteliğinde üzüm bağı yetiştirdiği ortaya çıkmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği belirtilerek taraflardan iddia ve savunmalarının ayrı ayrı sorulup saptanması, delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda bir karar verilmesi istenmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 713
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (MÜLGA) Madde 230
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (MÜLGA) Madde 27
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu Madde 14
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu Madde 19
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu Madde 25

 

 

7. Hukuk Dairesi 2005/3455 E., 2005/3636 K.

7. Hukuk Dairesi 2005/3455 E., 2005/3636 K.

  • KADASTRO MAHKEMESİNİN GÖREVİ

 

  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 230 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 27 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 19 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 25 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı Selahattin ve dahili davalı M.Aİİ tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinendi, gereği görüşüldü:

Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yenilik doğurucu hakka ilişkin olduğu, bu nitelikteki uyuşmazlıkların kadastro mahkemesinde çözümlenmesinin olanaksız olduğu uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerektiği gerekçe gösterilmiş dava ve temyiz konusu taşınmaz Mehmet Ali mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiştir.

Yerel mahkemenin gerekçesi ile oluşturduğu hükmün birbiri ile çeliştiği kuşkusuzdur. Usul hukukumuzda görevsizlik kararları, işten el çekmeyi gerektiren bu niteliği ve içeriği itibariyle temyizi kabil kararlardandır. Görevsizlik kararı veren mahkemenin usulün 27. maddesi hükmü uyarınca hüküm yerinde görevli mahkemeyi de göstermesi zorunludur. Nevarki, mahkemece oluşturulan temyize konu hükmün gerekçesinde davanın kadastro mahkemesinde çözümlenmesinin olanaksız olduğu açıklanmış, görevsizlik kararı verilmeksizin dava ve temyize konu taşınmazın az yukarıda vurgulandığı üzere Mehmet Ali mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiştir.

Kural olarak, mahkemelerce oluşturulan hükümlerin gerekçesi, açıklayıcı, sonuçları ise bağlayıcıdır. Açıklanan bu olgular karşısında yerel mahkemece oluşturulan hükmün gerekçesinde bir isabet bulunmadığı kuşkusuzdur.

Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre bir yada birden fazla taşınmazın "Yarıcılığa" bir başka deyişle "Ortakçılığa" verilmiş olması taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin niteliğine ilişkindir. Kural olarak bir yada birden fazla taşınmazda ortakçılık, kiracılık yada yarıcılık yoluyla zilyet olan kişinin o taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin niteliği fer"i zilyetliktir. Bu nitelikteki zilyetlik süresi ne olursa olsun zilyedi yararına taşınmazın aynına ilişkin olarak hukuksal bir sonuç doğurmadığı gibi hukukça da bir değer taşımaz. Açık bir anlatımla, tanımlamasını 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. ve Medeni Kanunun 713. maddesi hükmünde bulan asli zilyetlik niteliğinde değildir. Kaldıki, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere ve dosya kapsamına göre gerçekten dava ve temyize konu taşınmaz üzerinde davalı tarafın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesi hükmünde tanımlanan biçimde muhtesat niteliğinde üzüm bağı yetiştirdiği meydana getirdiği anlaşılmaktadır. Bu maddi olgu dikkate alındığında somut olayda yanlar arasında "Tiftikari" sözleşmesinin bulunabileceği anlaşılmaktadır.

Kadastro Mahkemesinin görevi yönünden yenilik doğuran hakla yenilik doğuran davayı birbirinden ayırmakta zorunluluk vardır. Kural olarak tespit gününden sonra doğan haklar yenilik doğurucu haklardandır. Somut olayda dayanılan ortaklık yada yarıcılık sözleşmesinden kaynaklanan hakların tespit gününden önce doğduğu anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca yanlar arasında ister "Tiftikari" sözleşmesi bulunsun isterse "Ortakçılık" bir başka deyişle "Yarıcılık",sözleşmesi bulunsun bu nitelikteki sözleşmelere dayanılması halinde uyuşmazlığın kadastro mahkemesinde çözümlenmesi zorunludur. "Tiftikari" yada "Ortakçılık" veya "Yarıcılık" sözleşmesinden kaynaklanan haklar nitelikleri ve içerikleri itibariyle kurucu yada bozucu yenilik doğurucu haklara ilişkin değildir. O halde mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yanlar arasındaki uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesinde çözümleneceği dikkate alınarak taraflardan iddia ve savunmaları usulün 230. ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca ayrı ayrı sorulup saptanmalı, gerektiğinde taraflar "İsticvap" edilmeli, gösterecekleri deliller toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz davalı Sela-hattin ile davaya dahil edilen M.Ali"nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 21.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
 

 

 



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi