11. Hukuk Dairesi 2016/13433 E. , 2018/4382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/06/2016 tarih ve 2016/148-2016/103 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan ticari kredi kullandığını, bankanın haksız olarak ve BK madde 20 ve ilgili maddelerine aykırı bir şekilde, müvekkilinden dosya masrafı adı altında kredi kullandırım ücreti, erken kapama komisyonu, hesap işletim ücreti, arşiv ücreti ve bsmv adı altında kesintiler yaparak, müvekkilinden haksız paralar aldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin tip sözleşme olarak kabul görüp bu sözleşmede, davacı yan aleyhine konulan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen masrafların yazılmamış sayılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Her ne kadar yazılı gerekçe ile benimsenen bilirkişi raporu dairesinde taraflar arasında düzenlenen iki ayrı kredi sözleşmesi nedeniyle davalı banka tarafından çeşitli adlarla yapılan kesinti ve ödemelerin tümüyle iadesine karar verilmiş ise de taraflar arasında düzenlenen 2010 tarihli sözleşme, TBK"nın yürürlüğünden önce imzalanmış olup, Dairemizin yerleşik uygulamasına ve 6101 sayılı TBK"nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a göre bu sözleşme TBK"nın 20 vd. maddelerindeki genel işlem koşullarına tabi olmayıp mahkemece bu yönde inceleme yapılarak sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Anılan Kanun’un yürürlüğünden sonra imzalandığı anlaşılan 07/08/2012 tarihli sözleşmenin ise tümüyle celbedilmeksizin genel işlem koşulları çerçevesinde konuya ilişkin hükümlerin yazılmamış sayılması eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalıdır. Bu itibarla, mahkemece her iki sözleşmenin tüm sahifelerini gösterir şekilde dosyaya kazandırılması suretiyle sözleşme hükümleri gerek 818 ve gerekse de 6098 sayılı Kanunlar çerçevesinde ayrı ayrı ele alınmak suretiyle davacının iade isteminde haklı olup olmadığı tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamış bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.